11 Ocak 2017 Çarşamba

İkizlere Tek Başına Bakan Annenin Birgünü


Her sabah hiç şaşmadan 08:20 - 08:30 arası Can’ın şarkılarıyla uyanıyoruz. 

Bir sabah klasiğimiz olan yatakta anne, kız ve oğlan üçlüsü olarak sabah haberlerini izledikten sonra önce pijamalarımızı çıkarıp, altlarımızı temizleyip cicilerimizi giyip güne öyle başlıyoruz.

Yatak çok olunca, sırayla önce çocukların yatakları sonra bizim yataklar toplandı, odaların camları açıldı derken bir yarım saat geçiyor. Artık iyice uykuları açılmış ve kahvaltıya hazır oluyorlar.

Sıcak sütleri, bol peynirli omletleri hazırlanınca oturuyoruz üçümüz de masaya. 

Lal kendi kendine, Can biraz kendi biraz  anne desteğiyle gayet güzel yapıyorlar kahvaltılarını. Bu arada Can, Lal’ den çok yiyor ama çok nazlıdır kendisi illa biri yedirecek, eee bu işte bana kalıyor tabi.




Kahvaltı sonrası üçümüz birlikte oturup oyun oynuyoruz. Küpleri diziyoruz, lego yapıyoruz, kitap okuyoruz, çamaşır ipine mandal asıyoruz. O gün canımız ne isterse.

Bugün suya koyduğumuz renkli buz kalıplarını, el degdirmeden sudan alma oyunu oynadık mesela.

Saat 10:40 civarı olunca bizim ikizler başlıyorlar mırıldanmaya. "Zırrrrr meyve suyu saati." Meyveler tazecik sıkılıp mama sandalyesinde içilirken bende hemen meyve sıkacağını yıkayıp, mutfağı topluyorum, işte bu kadar.  

Meyve suyu saatini hiç atlanmıyor çünkü hergün aynı saatte içmeye alıştıklarından ben vermesemde onlar hatırlatıyorlar artık.

Meyve suyu içince başlıyorlar mayışmaya, onları uyku basmışken hemen bir süpürge atıverdim mi eve sonrası kolay, bir güzel altlar alınıyor biraz mıncıklanıyorlar ve uyku zamanı.

İşte tek korkum o an, iki bebek aynı anda nasıl uyutulur? 
Biri uyumasa, sesinden öbürü uyanmaz mı? 

Gece yat yanlarına uyurlar karanlıkta ama gündüz mümkün değil, haydi Merve uyut bakalım iki çocuğu birden kolaysa.


Napalım alıyorum birini ayağıma, diğerini de yanıma; birini ayağımla, diğerini ellerimle sallaya sallaya uyutuyorum. 


Bazen de önce Lal'i uyutup sonra Can'ı uyutuyorum. 15 - 20 dakika sürüyor uyutmam.
Şimdi anne zamanı işte, öğlene yemek var ama aksama aynı yemeği yemesinler, çeşit olsun diye bugün hemen bir mücver karıştırı verdim mesela.

Eeeeee hani anne zamanı bumu diyenlere ;


İşte buyrun, hem yemek yapıyorum hemde çay keyfi yapıyorum. Ne var yani illa oturarak mı içilir bu çay?

Yemeklerde hazırsa alıyorum bilgisayarımı, oturuyorum masama bir bardak daha çayı hakettim bence. Bazen yazıyorum, bazen internette dolanıyorum bazen de kitap okuyorum, o gün canım ne isterse. Onlar uyanana kadar özgürüm nasılsa.



Uyandıklarında azıcık keyif yapar Lal ve Can.  Sonra öğlen yemeğiydi, dans zamanıydı, kitap okuma vaktiydi derken akşam olur, babamız gelir. Sonrası bebek oyuncağı zaten.

Babaları gelince, onlar hasret giderene kadar akşam sofrayı hazırlıyorum dördümüz hep birlikte oturuyoruz sofraya. 

Kakara kikiri yemekler yeniyor. onlar babayla oyuna başlarken ben ertesi günün yemeklerini yapmaya başlıyorum. Varsa çamaşırları da astım mı haydi bende yanlarına. 

Biraz kudurup hemen uyku haline geçiyorlar ve erkenden uyuyorlar.Sonra ben kendime bi çay demliyorum, bir iki satır yazı yazıp resimleri kurcalıyor sonrada ertesi güne hazır olmak için geç olmadan uyuyorum.

Sadece çarşamba geceleri bu kuralı bozuyorum çünkü dizim varrrrr, haydi bakalım aldım çekirdeğimi çayımı ben diziye sizede iyi gecelerrrrr. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder