26 Eylül 2019 Perşembe

Okulun İlk Günü

Hani o okulun ilk günleri hep çok özeldir ya, hatıra fotoğrafınız mutlaka olur.Bizimde dün yeni okulumuzda ilk günümüzdü, bir hevesle hazırlanıp heyecanla gittik.Okula girdik ikiside bayıldı, hemen çıkmak istiyoruz arkadaşlarımızın yanına dediler, öğretmenlerinin elinden tutup ayakkabılarını dolaplarına bırakıp yukarı çıkıyorlardıki Lal koştu yanıma başladı ağlamaya. Benden ayrılmak istemiyormuş, birlikte çıktık sınıfa, ben kapıda bekledim.Can hemen kaynaştı tabi başladı oynamaya ama Lal susmadı .Sonra ilk gün olduğu için öğretmenleri ikisini alıp oyun salonuna indirdi tabi bende yanlarında, Lal,Can ve öğretmenleri öyle güzel anlaştılarki bırakıp çıktım yukarıya.Tam oturdum ohh dedim yavaş yavaş alışacak, önce bir öğretmenine alışsın gerisi gelir derken o korkunç sarsıntı oldu .Neye uğradığımı şaşırdım, daha ilk gün, tanımadıkları öğretmenle başbaşalar ya korktularsa?Ya endişeyle koşup okulda kayboldularsa daha okulu gezmediler bile, ya öğretmen bırakıp giderse onları aşağıda zaten Lal henüz alışmamıştı ya bir daha gelmek istemezlerse .Aman yarabbim neler düşündüm o 2 dakika içinde ,o hışımla oyun salonuna indim yoklar ,bütün çocuklar dışarı çıkıyor akın akın Lal ve Can yok deliye döndüm .Meğer aşağıdan dışarı açılan afet kapıları varmış ilk Lal ve Can’ı çıkarmışlar gördüğümde bahçede oturmuşlar bana el sallıyorlardı .İlk günümüz korkunç geçti ama daha ilk günden içim gönlüm rahatladı .Herkese birkez daha kocaman geçmişler olsun, Allahım hepimizi tüm çocuklarımızı korusun. Bir kez daha anladım #anneolmak çok zor ç

4 Eylül 2019 Çarşamba

Lal ve Can İle Sohbet : Geniş Aile

Ah şu çocukların soruları, hiç bitmiyor öyle değil mi? Üstelik bazısının cevaplanır yanı bile yok ama gel de cevap verme.İşte biz bu soru cevap hallerini oyuna çevirmeye başladık artık.Özellikle uzun mesafeli yolda giderken sordukları her soru bana ilham veriyor , soruları sohbete çeviriyoruz. Böylece o uzuuuuuun dediğim yolu ne onlar anlıyor ne de ben zaman su gibi akıp gidiyor. Bugün kaç tane arabamız olduğunu sordular, bakın konu nerelere geldi. Can : Bizim kaç arabamız var anne? Lal : İki tane ,bir beyaz bir kırmızı Anne: Peki kaç tane evimiz var ? Lal : İki,bir Datça'da bir İstanbul'da (Anneanne evi demek kendi evin demek çünkü) Anne: Peki kaç tane anneniz var? (İşte burdan sonra durum vahim) Lal : Bir tane Can : İki tane anne ve anneanne Peki ya kaç tane babanız var? Lal : Bir tane Can : İki tane baba ve dede İşte buna geniş ailede büyüyen çocukların zenginliği diyoruz.

2 Eylül 2019 Pazartesi

Bir Hayal Kırıklığı Akyaka

Bu yaz gezdiğimiz yerleri uzun uzun yazasım,sırayla heryeri anlatasım var ama nereden başlayayım bir türlü karar veremiyordum.Bende bir kere daha git deseler gitmeyeceğim yerden başlamaya karar verdim. Doğası,binaları,mimarisi çok güzel ama insanların yine bir felakete çevirdiği, senelerdir her yaz gitmeye niyetlenip bir türlü gidemediğimiz AkKYAKA. Giderken şu meşhuuuuuuur AZMAK ÇAYINA girmeyi,tekne turuna çıkmayı,denizinde yüzmeyi,ayaklarımız o buz gibi suda tost yiyip ayran içmeyi hayal ediyordum.Oysa pek hayallerimdeki gibi değilmiş. Kişi başı 12 tl'ye tekne turuna çıktık çok keyifliydi,o buz gibi şakır şakır akan Azmak Çayında gezmek,o doğa harikasına şahit olmak gerçekten çok güzeldi. Ama gerçekten buzzz gibi,tekneyle gezerken elimi soktum da felaket bir soğuğu var üstelik nasıl hızla akıyor görseniz vallahi beni kimse tutamaz ben savrulur giderim o suda. Kenarında girenler vardı,girmiş olmak için girdim mi girdim ama girip yüzmelik bir su değilmiş. O kadar kalabalıktıki, ne tost yiyebildik ne de bir çay içebildik.Her yer insan seli,bu resmi 4 saniye boş alan buldukta çektik.Hele hele denizini ne siz sorun ne ben söyliyeyim. Kumsalda karpuz kesenler, kilim serip yerleşenler, öbek öbek taşmış çöpler, atıl vaziyette duran şemsiyeler. Canım Akyaka,güzel Akyaka sen turizm cennetisin,doğa harikası bir çayın müthiş evlerin var nasıl olur da bir yaz günü bu kadar perişan olursun dedirtti bana.İlk defa gittiğim bir yer hakkında böyle olumsuz düşünüyorum,bir daha gider miyim hiç sanmıyorum ama hiç görmediyseniz, Azmak Çay'ında bir tekne turu için gidilir mi gidilebilir.

Abartma Tozu

Koca yaz, çocuklara okuduğum çocuk kitaplarını saymazsak elime alıp bitirdiğim tek kitap. Arada okumaya yeltendiğim kitaplar oldu ama başlayıp 5-10 sayfayı geçemedim bir türlü. Akşamları öyle yorgun oluyorumki kitap okumaya bile gücüm olmuyor, gündüzleri zaten ne mümkün onlarla kitap okumak. Okuyacaksam tabiki onların kitaplarını okuyacağım ben anneyim ne de olsa. Aylarca kitap okumayınca öyle özlemişimki okumayı, bu kitabı elime aldığım gün bitirdim.Tabiki kitap okumayı özlemem yeterli bir sebep değil kitabın akıcı ve etkileyici oluşununda payı var. Bana çok büyük mesajlar ve dersler verdi, yaptığım birçok hatanın farkına vardım bu kitap sayesinde.Nasılda abartıyormuşum bazı şeyleri, bu kitabı okuyana kadar normal geliyordu ama ne kadar gereksiz yük yükleniyormuşum. Yavaş yavaş gereksiz, lüzumsuz çoğu şeyi çıkaracağım hayatımdan. Az olsun öz olsun, sevgiyle sağlıkla geçsin hayat gerisi boş gerisi yalan ...

Bütün Yazı Eğlenerek ve Dinlenerek Geçirmek

Aylardan Nisan’dı Datça’ya geldiğimizde. Yaz'ı burada karşıladık burada da uğurladık.Gelmeden önce çok hazırlıklar ,çok planlar yaptım ve kendime bir sürü hedef koydum. Yeni açtığım YouTube kanalım için her hafta yeni video çekecektim, gezdiğimiz yerlerin videolarını hazırlayıp yükleyecektim, daha çok yazacaktım hatta akşamları bilgisayarımı alıp çimenlerde gece yarılarına kadar yazacaktım, ne kadar okunmamış kitabım varsa hepsini bitirecektim. Bla bla bla Şimdi yaz bitti bakıyorum hiçbirini yapamamışım. Bunların hepsi zaman ve kafa istiyordu çünkü, ben sabahtan akşama çocuklarla vakit geçirmek istedim.Denizde birlikte yüzmek, kumdan kale yapmak,markete onlarla gitmek, arabayı yıkatırken birlikte beklemek işin özü dolu dolu bir yaz geçirelim istedim. Bugünler geri gelmeyecekti çünkü, ehh gündüz yorulunca bazı geceler onlarla sızdım bazı geceler uyutup salıncakta çay içip keyif yaptım.Ama o boş vakitlerimde ne kitap okumaya, ne yazmaya enerjim kalmıyordu, kalan azıcık enerjimi kendime sakladım hep dinlendim sadece dinlendim. Çok tembellik ettim belki ama telafi etmeye hazır ve gönüllüyüm.Öncelikli hedefim tüm yaz çekip çekip düzenleyemediğim videolarım, sonra Montesorri paylaşımlarım, hazırlanıp kanalımız için planladığımız çekimler, okuduğumuz kitap paylaşımları ve tabiiki bolca kitap okumaya kaldığım yerden devam etmek... Herkese hedefe giden yolda başarılar diliyorum... Gününüz aydın olsun

1 Eylül 2019 Pazar

Hoşgeldin Eylül

Bir yaz daha gelip geçti, Kapıyı çalan Eylül‘e el veren sıcacık bir yaz. Güneşi sıcacık,çiçekleri rengarenk.. Kısalan günler,esen rüzgarlar habercisiydi sonbaharın, Ama yaz öyle güzeldi ki doyum olmadı ne sıcağına ne de uzun gecelerine... Sonbahar, yaz sıcağına sakinliğini kondurdu, Hafif hafif esen rüzgarıyla, huzuru serpti, Deniz hafif hafif coşmaya, Kuşlar cıvıltılarını rüzgara teslim etmeye başladı sonbahar gelince... Bir mevsim daha bitti yenisi başlarken, güzel anılarla dolu koca bir yaz... İşte geldi Sonbahar, ne de güzel geldi dokundu yüreğimize...