23 Kasım 2020 Pazartesi

GURME ARI




Gurme Bal’ın hikayesi Emekli Nakliyeci Alaeddin İnan’ın hobi amaçlı arıcılık kursuna gidip, kursu başarıyla bitirmesiyle başlıyor. Önce eş dost akrabalarına katkısız doğal bal üretmek amacı ile satın aldığı 10 kovan arı ile sonra her geçen gün artan kovan sayısını çoğalarak bugünlere geliyor .


Gurme Arı Balları’nı diğer ballardan ayıran  özellikleri;



Arıları Gezdirerek Bal Üretiyorlar 

Mevsimler değiştikçe, değişen çiçek çeşitliliğini takip ederek nerede hangi çiçek ne zaman açıyor ise oraya tırlarıyla arıları taşıyarak yıl boyu farklı çiçek özlerinden oluşan balları tırdan kovanları indirmeden sürekli arıları gezdirerek farklı çiçek türlerinin bulunduğu yerlere gidip farklı içerikli bal çeşitleri üretiyorlar.


Şu anda sürekli gezen 150 kovan arı ile hiçbir kimyasal , biyolojik veya tarımsal ilaç yada katkı maddesi kullanmadan, sadece kekik yağı, nane yağı, defne yaprağı ve okaliptüs yapraklarından faydalanarak tamamen doğal ürünler ve doğal mücadele teknikleri ile üretim yapıyorlar.



Ham Bal Üretiyorlar


Peki ham bal ne demek ? 




Bal, yüksek sıcaklıklara çıkartıldığında besleyici özelliğini kaybederek faydadan çok zararlı bir hale gelir. Gurme Bal, ballarını paketlerken 45 derecenin üzerindeki sıcaklıklara çıkartmadan bizlere sunuyor, 

balları donmasın ve akışkan özelliğini kaybetmesin diye müdahale etmek yerine tamamen besleyici özelliğini korumaya yönelik çalışıyor .

Ve ballarını paketlerken yoğun bir  filtrasyon uygulamayıp içlerinde daha çok polen ve propolis parçalarıyla daha besleyici, vitamin ve mineral açısından daha zengin kalmalarına özen gösteriyorlar.


 

Ve tüm bunları yaparken sadece balların  değil arıların da sağlığına dikkat ederek hem ballarının hem de arılarının sağlıklı, doğal ve katkısız olması için çalışıyorlar.


Gurme Bal çeşitleri;


IHLAMUR KESTANE BALI :

Kestane balı deyince akla ilk gelen ilaç niyetine kullanılan , çok fazla tüketilemeyen ağır bir baldır ancak Gurme Balın Ihlamur-Kestane balı; sadece kestane  değil ağırlıklı olarak ıhlamur çiçeklerinden elde edilen nektarı ihtiva etmekte. Ihlamur kestane ballarını üretmek için arılarını, Bursa Karacabey Longoz ormanlarının hemen üst kısmında bulunan ülkemizin belki de en yoğun ıhlamur ağacı popülasyonuna sahip olan Karacabey Kurşunlu Bal ormanlarına götürüyorlar ve burada yaklaşık bir ay boyunca ıhlamur çiçeklerinin en yoğun olduğu dönemde arıların bal üretmelerini sağlıyorlar. Bu bölgede aynı zamanda bulunan kestane ağaçlarından da nektar toplayan arılar ıhlamur ve kestane nektarlarını kendileri harmanlayarak peteklere yaklaşık %70 ıhlamur + %30 kestane balı olarak depoluyorlar. Böylelikle kahvaltıda rahatlıkla  tüketebileceğiniz kadar hafif ancak kestane balının faydalarını da içeren bir bal üretmiş oluyorlar.

 

TİRFİL – ADAÇAYI – PÜREN :

Mayıs ayında Çanakkale – Biga’nın kırsal bölgelerinde konaklayan arılar baharın ilk güneşli günleri ile birlikte bu bölgede açan kır çiçeklerinden aldıkları nektarlar ile bal üretirler, bu dönemde pek çok çiçek türünden çalışan arılar yoğun olarak buldukları çiçekler Meşe ağacının yanı sıra, Mor Tirfil, Adaçayı ve Erken Püren çiçekleri. Mor tirfil çiçekleri ve Meşe ağacından alınan nektarlar bala koyu pekmeze yakın bir renk verirken ada çayı nektarı hoş bir aroma katıyor ve erken püren çiçekleri ise mineral ve vitamin açısından balı zenginleştiriyor.

 

TRAKYA ÇİÇEK BALI :

Yaz aylarındaTrakya’da yoğun olarak bulunan ayçiçeklerinin nektarından üretilen baldır, tamamen çiçek balı olduğu için früktoz açısından zengin bir bal olan Trakya çiçek balı kahvaltıda keyifle yiyebilirsiniz aynı zamanda uygun fiyatıyla neredeyse çayınıza sütünüze  şeker yerine kullanabileceğiniz. Çiçek ballarının tamamı gibi Trakya Çiçek Balı’nın bir özelliği düşük sıcaklıklarda hızlı bir şekilde donar ancak benmari yöntemi ile kavanozu yaklaşık 45 C yi geçmeyecek sıcak suyun içerisinde bekleterek çözülmesini sağlayabilirsiniz veya bir kasenin içerisinde kalorifer peteğinin üzerinde de bekleterek çözülmesini sağlayabilirsiniz.

22 Kasım 2020 Pazar

Bazen Dinlenmek Gerek


İstanbul’du taşınmaydı derken hem ruhen hem fiziken çok yoruldum.Biraz dinlenmek istedim, bir haftadır ne yazdım, ne çizdim, ne okudum, ne de planladım sadece doğaya bıraktım kendimi, telefondan birazda olsa uzak durmak istedim , bolca çocuklarla çocuk oldum resmen tatile çıkmış gibiyim. Ve her zaman olduğu gibi yeni haftaya güzel başlamak için enerjimi bugüne depoladım.Arada ruhumu,kalbimi dinlendirmek iyi geliyor hem daha çok düşünüp daha doğru kararlar almamı sağlıyor  hem dışarıdan bir göz gibi kendimi değerlendirmemi hemde önümü gömemi sağlıyor.

Bir anne, bir blogger, bir influencer hepsini aynı anda heleki bu pandemi sürecinde yapmak pekte kolay değil aslında ama şu bir hafta kendimi öyle çok dinlendirdimki beni yoranın bunlar olmadığını tam tersine beni çocuklarımın, yazı yazmanın, üretmenin, paylaşmanın daha dinç tuttuğumu farkettim.

Ben yoruldum, durdum dinlendim, şimdi tüm hayallerim planlarımla yoluma yeni yollar, yeni fikirler ve yeni sürprizlerle devam ediyorum.Tüm enerjimle, Datça’nın güzellikleriyle size de şahane bir hafta diliyorum.



9 Kasım 2020 Pazartesi

10 Kasım 2020

  1.  

Atam, 

İzinden yürüttüğüm iki evladım var 

Bugün sana çiçekler getirdiler 

Olmasaydın olmazdık biliyorlar

Kuru fasulyeyi çok sevdiğini de biliyorlar

Cumhuriyeti senin kurduğunu da biliyorlar 

Anıtkabir’de uyuduğunu da biliyorlar

Keşke görebilsek diyorlar keşke diyorum keşke...

Bakma küçük olduklarına daha okula bile gitmediklerine 

Ben biliyorum, seni çok iyi tanıyorlar ve tıpkı bizler gibi görmeden çok seviyorlar...


8 Kasım 2020 Pazar

İzmir


 İzmir...

Uzaktan hissettik acısını, yokluğu gördük, hüznünü yaşadık

Herkes etkilendi onların yaşadıklarından, kimimiz az kimimiz çok.

Biliyorum hepimiz elimizi taşın altına koyduk, kimimiz dualar etti, kimimiz evindeki battaniyeyi paylaştı, kimi aş götürdü, kimi gidip dertleşti  merhem oldu yaralarına,kimi tonlarca malzeme aldı evsizlere ilaç oldu kimi kocaman gönlünden bir paket boya kalemi koparıp gönderdi.

Ben mesela, ben o minicik çocukları mutlu etmek istedim .

Ve sizler, yardım elime güç katan güzel yürekli dostlar, kiminiz  sesime ses olup daha çok insana ulaşmamı sağladınız, kiminiz belki varken belki yokken bir sürü yardım gönderdiniz. Sizlerin sayesinde Datça’da başlattığım yardım kampanyamıza İstanbul’dan, Ankara’dan Antalya’dan bile  yardımlar yağdı. Bütün yardımları toplayıp kargo ile gönderecektim ama sizler öyle güzeldiniz ki siz benim yardım çağrıma öyle güzel cevap verdinizki bende emanetlerinizi  bizzat gidip o çocuklara  tek tek ellerimle vermek istedim.Hepsinin gözleri parladı sizin hediyelerinizle, kimi sevinç çığlığı attı görünce kimi “Benim var abla olmayan alsın” dedi bizi ağlattı, kimisi çıplak ayağına hemen giydi gönderdiğiniz çorapları kimisi hayallerini yapmaya başladı  gönderdiğiniz oyun hamurlarıyla, kimisi boya yapacak boyama öğrenecek,kimisi resim çizecek belki yıkılan evini belki hayalindeki evini...

Ben tüm emanetlerinizi teslim ettim,o güzel çocukların hiçbirini unutmayacağım, onlarda sizleri asla unutmayacaklar...

Hepinize sesime ses olduğunuz için, yardım elime ortak olduğunuz için, o küçücük çocukları mutlu ettiğiniz için, o güzel yürekleriniz, güzel mesajlarınız , desteğiniz için sonsuz teşekkürler.

Allah hepinizden razı olsun, hepinizi tıpkı sizler gibi insanlarla karşılaştırsın...

Sevgiler 


Nermin Merve Bozdoğan