29 Nisan 2024 Pazartesi

Hayatımdaki Mucizeleri Ve Güzellikleri Farkettim

 Hani bazen hayatımızın kontrolünün elimizden kayıp gittiğini hissederiz. Her şeye yetişmeye çalışırken hiçbir şeye yetişemediğimizi, aslında yapmak istediğimiz tonla şey varken hiçbir şey yapmak istemediğimizi, hatta bazen her şeyin ters gittiğini, ucu kaçmış bir ipin ucunu yakalamaya çalışırken boşa kürek çeker gibi hissederiz. İşte bende yakın geçmişte böyle hissediyordum, en çokta kendimi ihmal ettiğimi düşünür olmuştum ve buna hayat koşturmacası diyordum ta ki, hayatımı değiştiren  o kitapla tanışıncaya kadar.

‘’SABAH MUZİZESİ ‘’

Bu kitabı okuyup, kendime bir düzen kurunca anladımki hayat ne kadar koşuşturmalı, ne kadar yoğun olursa olsun güne güzel başlayıp, kendime zaman ayırdığımda her şeyin üstesinden gelebiliyorum.

Bunun için işe, iyi bir uyku düzeni alışkanlığı ile başladım. Akşamları anlamsız diziler izleyip, televizyonda kanal kanal gezmek yerine , sosyal medya gezintileri yapıp ya da geç saatlere kadar bilgisayar başında çalışıp sabahları güne zor başlamak yerine erkenden yatıp güne sabahın erken saatlerinde dinç ve enerji dolu uyanmakla başladım. 

O sabahın köründe bir fincan kahve içerken izlediğim gün doğumları , kimselerin olmadığı saatlerde duyduğum kuş sesleri, kulağıma gelen yaprakların hışırtıları, çiçeklerin rengarenk , ağaçların  yemyeşil yapraklarındaki güneşle buluşunca ortaya çıkan o gizli enerjiyi farkettiğimde aslında birçok şeyi kaçırdığımı, etrafımdaki güzellikleri görmeden yaşadığımı daha iyi anladım.

Sabahın en yalnız ve en sakin zamanlarında uyanarak, tüm dikkatimi kendime verip, etrafıma dikkatli baktığımda , daha doğrusu görmek için baktığımda hayatımın bir sürü mucize ve güzelliklerle dolu olduğunu gördüm. 

Bunu gördükten sonrası daha keyifliydi…

25 Nisan 2024 Perşembe

KALEMİM YAZDIKÇA

 

Herkese günaydın,
Geçen gün, sabah haberlerinde, İsmail Küçükkaya dediki ‘’ Okumuyoruz,kitap ya da gazete hiçbir şey okumuyoruz.Buna basın mensuplarımızda dahil’’ Hatta o kadar emin ve sitemkar konuştuki yalnız olmadığımı farkettim.

İnstagram hesabımı ilk açtığım zamanlar durmadan yazıyordum çünkü bloğumda aktif okuyucularım  vardı. İnsanlar okur, yorum yaparlar, eleştirir ya da fikir verirlerdi. Böylece birbirimizden birşeyler öğrenirdik. Bende okuyordum blogger arkadaşlarımın yazılarını, özellikle anne bebek bloglarını Sosyal Medya’yı o zamanlar gerçekten çok verimli kullanıyorduk. Gezdiğimiz yerler, evde oynadığımız oyunlar, okuduğum kitaplar, deneyimler, tecrübeler…

Zamanla sosyal medya canavara dönüştü,bugün değil bloğa girip uzun yazıları okumak, postların altına yazılar yazılar bile okunmaz oldu.Uzun zamandır rahatsız olduğum bu durum benide çeperine aldı,insanlar okumuyor diye baktımki yazı yazmak yerine videolar çekiyorum.

Ben bu sektöre blogger olarak girdim oysaki, ama gidişat, insanların beklentisi, benim sektörden beklentim derken zamanla Influecer’a dönüştüm. Dönüştüm ama çokta mutlu olmadım, zamanla yazmayı bıraktım, çünkü insanlar okumak değil izlemek istiyorlar. Hayatın o yoğun, acıamsızlığıyla mücadele ederken dertlerden uzaklaştıracak  farklı, ilgi çekici, enteresan hatta güldüren şeyler izlemek istiyorlar.

Peki ya ben ne yapmak istiyorum?

Ben, yazmaya devam etmek istiyorum…

Kalemim yazdıkça, yazmaya devam etmek istiyorum…