21 Kasım 2016 Pazartesi

Bebeklerde Kalem Tutar



Çocukların ellerine geçen herşeyi tutmalarına ya da oynamalarına izin vermiyoruz değil mi? Mesela eline geçen makas olsa anında telaşlanıp alıyoruz, ya da kalemle oynasalar ‘’Hiii çok tehlikeli, Allah korusun düşersin batar bir yerine’’ diyor hemen alıyoruz ellerinden.

Farkında olmadan kalem, hafızalarına tehlikeli ve yasak olarak kazınıyor. Her fırsatta ellerine alıp oynamak, onunla koşmak hatta orayı burayı boyamak için can atıyorlar. Çünkü biz, daha bebek anlamaz diye öğretmek yerine kaçırmayı, birlikte tutmak yerine saklamayı tercih ediyoruz.

Biz, kaleme hiç yasak ve tehlikeli imajı çizmedik. Aksine daha miniciklerdi ellerine kalem verdiğimde, evet evet onlar almadı ben verdim onlara kalemi.


Öğrenmeleri için masaya oturtup verdim, önlerine defter koyup karşılarına da kalem kağıt ile oturdum. Ben çizdim onlar beni izledi şaşkınlıkla. Defterdeki izleri gördükçe kalemle deftere vurmaya başladılar önce, ilk vuruşlarındaki heyecanları hala gözümün önünde.


Sonra sonra uzun çizgiler çizmeye başladılar ama kalemi tutmayı beceremiyorlardı. Her seferinde yanlarında oturup onlarla kalem tuttum. Hiç ''Bakın böyle'' demedim ama dikkatlerini çekmek için ‘’ Bakın ben nasıl tutuyorum’’ dedim.

Bir gün annem , Can’ın gizli gizli kendi elindeki kalemi tutuşunu takip edip onun gibi tutmaya çalıştığını farketmiş. İşte o günden sonra daha bir hevesle kalem kağıt verdim ellerine, oturdum yanlarına birlikte karaladık defterleri.

Derler ya ilmek ilmek dokudum diye, ben de sabırla öğrettim kalemi onlara. Yasaklamadan, saklamadan, heveslerini kırmadan ve asla kızmadan.

Tam aksine özendirdim hep kaleme, renk renk kalemler çıkardım hoşlarına gitsin diye. Hatta fosforlu kalemlerle bazen ellerini yüzlerini boyadılar kızmadım, ısrarla ve sabırla deftere sadece deftere yazmaları gerektiğini öğrettim.

Ve sonuç ;

Haftasonu annem, benim ilkokuldaki boyama kalemlerimi çıkarınca biraz duygusal biraz da heyecanla oturdum yine masanın karşısına.

Artık kalemler çıkınca hemen masaya oturup defter-kitap açıyorlar.




Hatta Lal’im artık biz yetişkinler gibi kalem tutuyor.

Yasaklamayın, çocuklara kalemlerle oynamayı yasaklamayın. Gözünüzü ayırmadan verin ellerine, defter koyun önlerine çizmeleri birşeyler yaratabildiklerini farketmeleri için.


Alın yanınıza birlikte boyayın öğrenmeleri için  kontrolü elinizden bırakmadan doya doya kalem verin ellerine ve örnek olun onlara.

Ama en önemlisi sakın daha küçük demeyin onlar bizden daha hızlı öğrenebilecek kadar meraklı ve akıllılar.

19 Kasım 2016 Cumartesi

Lal ve Can Kitap Fuarından Neler Aldı?


Bugün çok yorucu birgün geçirdik ama değdi doğrusu.


Lal ve Can ile ilk Kitap Fuarına onlar daha 9 aylıkken gitmiştik. Anne baba olarak kitap okumaya düşkün olduğumuzdan onlarında kitap sevgisi ve kitap okuma bilinci ile büyümeleri için çok erken de olsa bir sürü kitap ile dönmüştük eve.

Her kitap fuarında olduğu gibi kendime onlarca kitap almak yerine, istediğimiz sadece iki üç kitabı alıp tüm günü çocuk standlarını gezmeye ayırmıştım. Daha önce çocuk kitapları hakkında hiç bilgi sahibi olmadığım için her stand ilgimi çekiyor ve ne görsem alasım geliyordu.

Gerçekten Lal ve Can ile aldığımız tüm kitaplarla oturup dakikalarca zaman geçirebiliyoruz, o kitaplardan öyle çok şey öğrendilerki misafirliğe giderken bile mutlaka yanımızda bir iki tane alıyoruz.

Bu bir sene boyunca çocuk kitapları konusunca oldukça tecrübe edindim. Bununla beraber Lal ve Can'daki kitap merakını gözlemleme fırsatım oldu. 

Henüz geceleri kitap okuyarak uyuyan çocuklardan olamasalar da kitaplar ile oynayarak, sayfalara dokunarak, farkları bularak, hayal güçlerini genişletip, yaşadıklarını pekiştirebiliyorlar.

Bu sene de bunun bilinci ile gittim Kitap Fuarına. İnanılmaz kalabalıktı. Bebek arabasıyla yürümek öyle zordu ki eskiden kendime aldığım 2-3 kitap bu sene hiç alışveriş çantamıza girmedi. Çünkü hiç dolanmadan, geçen sene gezdiğim tüm standlar arasında en tecrübeli olduklarına inandığım, en ilgili uzmanlar ve gerçekten en kapsamlı çocuk kitaplarına sahip olan "Pearson Çocuk Kitapları’na" gittik direk.


Geçen sene bizi standında misafir edip, tüm kitaplar hakkında bizi bilgilendirip yönlendiren, gerçekten faydalı kitaplar almamızı sağlayan Can bey ile bugünde harika kitaplar seçtik. Artık Can ve Lal büyüdükleri için daha çok resimli hikaye kitapları aldık. Bir anne olarak hepsini onlara okumak için sabırsızlanıyorum.


TırtılKids Kitap evinin standında Lal ve Can’ın yaşına uygun harika puzzllar  varmış.İlk deneme olarak Puzzle Duo'yu aldık. Bakalım hoşlarına gidecek mi?


Birde üzerine düşmediğim İngilizce öğrenmeleri için RedHouse Standına uğradık. Bize en uygun İngilizce Sözcük Kartlarını bulabildim. Belki erkan olabilir ama olsun illa birgün kullanırlar değil mi?

Hepsini deneyimleyip ayrıca paylaşacağım.

Birde bu yıl ki Kitap Fuarından aldığımız hediyelerimiz de Can Ağabeylerinden. Bir kez daha sonsuz teşekkürler.

Sizlerde gitmeyi düşünüyorsanız yarın son gün kaçırmayın derim...

Sevgiler...

18 Kasım 2016 Cuma

Çocuklarınızın sağlıklı gelişimine tam destek Çocuk Devam Sütü’nde!




Neden Çocuk Devam Sütü?

Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.



Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.

1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütü’nü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.

Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.




Bir boomads advertorial içeriğidir.



15 Kasım 2016 Salı

Oyun Hamuru ile Tanışmak

                       

Nedendir bilmem ama oyun hamurlarına karşı hep bir ilgi duymuşumdur.

Çok hatırlamıyorum, hatta hiç hatırlamıyorum oyun hamurları ile oynadığım günleri hiçte beceremem aslında ama ne zaman oynayan bir çocuk görsem hep özenmişimdir.

E kendi çocuklarım olunca da tabiki en çok heveslendiğim şey oyun hamurlarıyla oynamak oldu.

Daha 1 yaşında bile değillerdi ''Onlara öğretebilmek için önce benim biliyor olmam gerekmiyor mu? '' diyip oyun hamuru kitabı aldığımda.

Birkaç aydır da hamur almak için eşimin engelini atlatmaya çalışıyorum çünkü "Daha erken ağızlarına atarlar'' diye engel oluyordu. 

                                

Aslında haksızda değil çoğunun üzerinde 3 yaş sınırı var ama ben yinede heves edip aldım.

İlk deneme için, hamurun fiziksel yapısıyla tanışıp farklı renklerde olduğunu öğrenmeleri ve çeşitli materyaller ile şekiller yapıldığını görüp oyunun mantığını kavramaları adına dört renk hamur ve birkaç şekil verici parçası olan  Play-Doh Çanta setini tercih ettim.
                            
                             

Daha hamur kutularını açar açmaz sevinç çığlıkları koptu. Hemen aldılar ellerine, önce biraz yoğurduktan sonra renkler karıştı birbirine.
Ben ayırmaya çalıştıkça onlar inadına karıştırdılar hemde kahkaha ata ata.
  
                               

Olsun onların mutluluğundan önemlimi değil tabiki doya doya karıştırdılar.Zaten amaç renklerin değisikliğinde farkındalık yaratmak değilmiydi.

                              
Lal ve Can ile oyun oynamak hayatımda en zevk aldığım şey ama hiçbir oyundan bu kadar zevk almamıştım. Çantanın içinden çıkan parçaların içine hamur doldurup şekiller yaptık. 


Daha çok erken birazda çok hızlı oldu belki ama bıçak kullanmayı bile öğrendiler.
                                                        
                              

Hiç sesimi çıkarmadan izledim, her yeni oyunda yaptığım gibi merakla gözlemledim ne yaptıklarını nelere dikkat edip neleri keşfettiklerini.

Lal,hamurları yoğurmaktan koparıp yeniden birleştir ekten zevk alırken; Can, şekillerle oynamayı daha eğlenceli buldu.

         
                               

Yüzlerindeki mutluluğa da bakılırsa en az benim kadar onlar da çok eğlendiler. Hatta halıya dökülmesin diye serdiğimiz örtümüzü kaldırınca Lal hanımdan azar bile işittik.

                                

Peki hiç ağızlarına götürmediler mi? 

Tabiki götürdüler ancak o kadar dikkatli oldum ki hep yakalandılar. Böylece hiç bir zarar vermeden onları oyun hamuru ile tanıştırmış oldum.

Dikkatimi üzerlerinden ayirmadan ve hiçbir hareketlerini gözden kaçırmadan gözetimim altında oynadıkları oyun hamurları ile ilk deneyim gayet başarılı ve eğlenceli geçti.

Bir sonraki deneyimimizde bakalım neler yapacağız 😊


















2 Kasım 2016 Çarşamba

Bana Sözümü Unutturan Museum Hotel & Beyzade Suit



Tam 7 kez Kapadokya’ya gelmiş biri olarak bu seyahatimizin başında kendime bir söz vermiştim.

Üç gün yazı yazmak, blog ile ilgilenmek, yazıları okumak, takip ettiğim bloggerlara göz atmak bile yok. En fazla kısa kısa notlar alırım, bir iki fotoğraf yorumlarım.

Değil bloğa yazı yayınlamak bilgisayar dahi açmak yok demiştim.

Madem çocukları bırakıp dinlenmeye ve keyif yapmaya geldik o zaman gerçekten sadece keyif yapacağız.

Tabi bu sözü verirken,  Kapadokya’nın her yerini avucumuzun içi gibi bildiğimiz için daha çok otelde dinlenir, çok yürümeden arada hava almak için çıkar, sessizliğini huzuru ve temiz havayı içimize çeker hem ruhen hem de fiziken dinlenir tazeleniriz diyordum.

Lakin, hesaba katmadığım bir detay varmış.

Museum Hotel’in her detayı kusursuzca tasarlanıp tam bir saray havasında olan Beyzade Suit Odası.



Kaldığımız odanın mükemmelliği tarif edilemez, gerçekten sabah kendimi sarayda sultanlar gibi hissettim. Paylaştığım resimde de yazdığım gibi biraz daha uyursam sanki cariyeler ard arda gelip altın varaklı testilerle yüzümü yıkayacaklardı.


O olmadı ama ben bu mükemmel banyoda yıkadım yüzümü günüme tavuzkuşlarının sesleriyle uyandım.

Kahvaltımı Güzel Atlar Diyarı’na karşı,…. yaptım.

Odaya dinlemek için geldiğimde yine kusursuz tasarlanan odanın bu çalışma köşesine bir oturayım dedim öyle hoş bir hava verilmişki dayanamadım ve ne yazıkki sözümü tutamayıp bu güzel köşede yazı yazarken buldum kendimi…

Museum Hotel, beni gerçek dünyadan alıp masallar diyarını yaşattığın  için sonzu teşekkürler…