20 Aralık 2015 Pazar

Doğum Fotoğrafçısı Seçerken Dikkat!





Bir kadın için hayatın en güzel anı hangisi diye sorsalar, anne olan herkes için cevap aynıdır ‘’Anne olduğum an’’. Fotoğraf düşkünü bir anne adayı olarak doğuma 6 ay kala başlamıştım fotoğrafçı araştırmasına. Bildiğim, duyduğum ne kadar doğum fotoğrafçısı varsa tek tek sitelerini inceledim, tek tek bilgi ve fiyat aldım, görüşmeler yaptım ve kendime örnek kareler seçtim. Bir de doğuma kısa süre kala hastane fotoğrafçısının albümüne göz atıp görüştüm.
         
Bütün bu titizliğimden sonra eşim ile birlikte acil durumda yetişememe risklerine karşı en garanti olan hastane fotoğrafçısı diyerek onunla çalışmaya karar verdik. Anlaşmamıza göre doğumdan önce gelip evde hamile çekimi yapacak, doğuma girecek, hastane odamızın detaylarını fotoğraflayacak ve doğumdan sonra da ikizlerimle bizi çekecekti.

İkiz bebek beklediğim için fotoğrafçı hamile fotoğraflarını son haftaya bırakmamayı önerdi. Bu konuda yönlendirmesi çok doğru ve düşünceli bir davranıştı çünkü gerçekten son haftalarda vücudumdaki şişikler arttı, ayakta durmam zorlaştı. Fotoğraf çekimi için dinç değildim. 

Çekim yapılacağı gün ben daha kuafördeyken fotoğrafçım beni arayıp "ben geldim" deyince ister istemez panik oldum. Halbuki belirlediğimiz buluşma zamanına daha 1 saat vardı. Bencil ve duyarsız biri olmadığım için o saç yapılana kadar mideme kramplar girdi. Kuaförde işim bitince koşa koşa eve gittim ve son derece hızlı hafif bir makyaj yaptım. Bu sırada fotoğrafçı ikizlerin odasında çekim yapmaya çoktan başlamıştı, benim o anki gerginliğimi ve telaşımı eminim tahmin edebiliyorsunuzdur. Ben hazır olduğumda çekim yapmaya başladık. O an fark edemedim ama sonra düşününce klasik 3-5 poz çektikten sonra fotoğraf çekmeyi bıraktı ve benim yönlendirmem ile bir kaç değişik poz daha çekti. Çok takılmamıştım, zaten alelacele oldu, ne çekelim diye konuşmaya fırsat verilmediği için lambur-lumbur çekildi kareler. Çekilen kareler de zaten gayet gelişi güzel çekilmiş. Şöyle örnek vereyim, bir resmin kenarında kapı görünüyor, birinin yanında kutular çıkmış vs vs.
           
Ve büyük gün! Doğuma kısa süre kala gelip önce odanın resimlerini çekti, inanın hiçbiri profesyonel bir fotoğrafçı çekmiş gibi değil, aynı pozların hepsi bizim telefonlarımızla da çekilmiş. Doğumda gayet güzel kareler var şimdi hakkını yemek istemem. 

Doğar doğmaz içime çektim kokularını. Sevgili eşim doğum anında elimi tutarken, gözyaşlarım mutluluktan süzüldü. Fotoğraf konusunda asıl fiyasko o an yaşandı. İkiz doğumlarda her iki bebekle birlikte fotoğraf çekileceğini herkes bilir. Fotoğrafçı olarak o en özel anı göz ardı etmesi pişmanlığımın tavan yaptığı nokta oldu. 

Ameliyathaneden çıktım, odaya geldiğimde kendisi "Ben gidiyorum yarın gelirim" dedi. Evet ikizlerimi kucağıma aldığım ilk anında fotoğrafını çekmedi. 

Ertesi gün kuaför geldi, biz büyük bir heyecanla hazırlandık. Ne olsa beğenirsiniz aynı pozun sağdan, soldan, önden, çaprazdan çekimini yapmış.
 
Gelelim sonuca, biz albüm için fotoğraf seçimi aşamasını hiç yaşamadık vallahi, kendi arzusuna göre seçmiş resimleri, kendi hayal gücüne göre tasarlamış, bastırmış, hazır olunca aldık. Ve bebeklerimizin albümünde bir yabancı ile çekilmiş bir resim! Olacak iş mi? Bu resmin kaldırılması için birde ekstra para istedi ve paşa paşa verdik. Kendisi poz seçimi yatırmıyormuş. 2009 yılında düğün çekimimiz de 1000 den fazla pozdan seçim yapmıştık, olması gereken bu aslında ve bundan bir haber kendisi.

Bütün bu özel ve heyecanı son raddede yaşadığınız anlarda, hiçbir şey düşünemediğimiz için çok farkında olamıyor ve anın büyüsünden her şeyin  
harika olduğunu sanıyorsunuz. Taki sonuçla yüzleşene kadar. Bu aksaklıklar dışında her poz harika, baktıkça o günlere gidiyorum. Ancak sizde benim gibi o an mükemmel ve sıra dışı olsun istiyorsanız mutlaka gerçekten profesyonel bir fotoğrafçı ile anlaşın ve mutlaka önceden her şeyi konuşup isteklerinizi iletin. Benim gibi işin erbabı deyip kendinizi teslim edip sonra hayal kırıklığı yaşamayın.
 
Fotoğrafçı seçerken dikkat etmeniz gereken tek şey ‘’Sanatçı’’olması. Bu da çalışırken duygularıyla hareket ederek empati kuruyor olmasını, hayal gücünü ile üretiyor olmasını gerektirir.


19 Aralık 2015 Cumartesi

İkizlerin Biri Kız, Biri Erkek


İkiz bebek beklediğimizi öğrendiğim andan itibaren en büyük merak cinsiyetleriydi.  Ayrı yumurta ikizlerinde  çoğunlukla cinsiyetler farklı olduğundan , ikizlerimizin cinsiyetlerinin farklı olduklarını düşünüyorduk hep. Benim için önemli değildi, hep bir oğlum olsun isterdim.İtiraf ediyorum ikisi de erkek olursa nasıl baş ederim diye azıcık korkum olsa da ‘’Ne olursa olsun fark etmez yeter ki sağlıklı olsunlar’’ diyordum. Eşim de kız çocuğu sevdalısı bir baba adayı olarak ‘’Biri kız olsun en azından’’diyordu. Kısacası cinsiyetleri hiç önemli değil desekte gönlümüzden geçen biri kız biri oğlandı.

Dört ay bekledik cinsiyetlerini öğrenebilmek için. Bazı hamileliklerde bu süreç daha kısa sürdüğü gibi bazen daha uzun da sürebiliyor . Nadiren de olsa doktorların yanıldığını, doğuma haftalar kala verdikleri bilgilerin değiştiğini, hatta bazen doğumda bile farklı sonuç alındığını biliyordum. Bu tamamen bebeğin duruşuyla ilgili bir durum ama tabi doktorların yanılma payını da hafife almamak lazım. Bu karışıklığı ben de yaşar mıyım korkusu olmadı değil ama doktoruma olan sonsuz güvenim sayesinde bu endişe cinsiyetlerini öğrendikten sonra kaybolmuştu.

Merakla beklenen gün gelmişti, eşim o gün iş sebebiyle şehir dışında olduğundan annemle birlikte gittik hastaneye. Hamile kaldığımda ‘’İkiz içime doğuyor’’ diyen annem bu sefer ‘’Biri kız biri erkek ‘’ diyordu, bense heyecanı dorukta yaşıyor sanki doğuma girecek gibi kalbim çarpıyordu. Sıra bizdeydi bebeklerimizi görüyorduk,önce kontrolleri yapıldı bende birazdan heyecandan bayılacaktım. O gün cinsiyetlerini öğreneceğime dair çok inanmıştım ve görebilelim diye çok dua etmiştim. O da neeee orada uzun bir şey görüp kahkalar attım bir oğlum oluyorrrrrrrr .Sıra ikinci bebeğimde itiraf ediyorum o an azıcık korktum öbürü de erkek ise diye ama hemen o saniye iki erkek annesi olarak hayal ettim kendimi harika olacaktı. Aaaaa bu sefer bir çizgi gördük yaşasıııııııııııııııın birde kızım olacakkkkkk. Annemle birbirimize bir sarılışımız vardı çok mutluydum çok. Bundan sonrası hamileliğimin en heyecanlı ve en keyifli dönemi olacaktı.Telefonda 32 cevapsız ve hepsi babamızdandı. Giderken gitmesini hiç istemediğimden dönene kadar söylemeyeceğim demiştim ama daha alo dediği an ‘’ Hem kız hem oğlan babası ne haber ?’’ dememle kahkahalar çoğalmıştı.


Yakında hem ikiz, hem kız hem erkek annesi oluyordum.Bundan büyük mutluluk olamazdı...

17 Aralık 2015 Perşembe

2015 İBS Anne Bebek Çocuk Oscarları





Bu yıl 4.kez düzenlenen İBS Anne Bebek fuarında yılın en iyilerine "Anne Bebek Çocuk Oscarları" adıyle ödülleri verilmek üzere tören düzenlendi.

  • Yılın İlham Veren Annesi ödülü oyuncu Ceyda Düvenci’ye verildi.    

Verilen ödüllerin en anlamlısı ve benim için en alkışa değer olanı. Ceyda Düvenci, 4 yaşındaki minik ama güçlü kızı Melisa için, doğduğu andan itibaren inançla savaş veren ayakta alkışlanacak bir anne. Doğumdan hemen sonra beyin kanaması geçiren minik Melisa’ya "Serebral Palsi" teşhisi konulmuştu. Beynin hareket noktası hasar görüyor, yürüyemiyor, konuşamıyor... Ve diyor ki ‘’Bir gün o birey olacak, onu hayata kazandıracağım, kendi başına dimdik ayakta duracak.’’ "Bir anne evladı için ne yapmaz ki" Sorusuna en güzel cevap onların hikayesi.Bizler göre buruk ,biraz hüzünlü ama onlar için bu bir başarı hikayesi. Her ikisini da ayakta alkışlıyorum.

  • Sosyal Sorumluluk ve Aşı Kampanyası ödülü Prima’ya verildi.     

www.prima.com.tr
En büyük dileğimiz "Yeni doğan tetanazunu engellemek" diyen Prima, 10 yıldır Unicef ile birlikte yaptığı sosyal sorumluluk projesi kapsamında birçok ülkede ebelerin eğitimine verdikleri destek ile annelerin daha sağlıklı doğum yapmalarını sağladı. "1 Unicef Logolu Prima Pakti = Hayat Kurtaran 1 aşı" kampanyasıyla da 17 ülke de tam 300.000.000 aşı bağışlayarak tam 500.000 yeni doğan bebeği kurtardı.Verdikleri emek için sonsuz teşekkürler.

  • Onur Ödülü  E-bebek Üst Yöneticisi Halil Erdoğmuş'a verildi.   
Bebek denilince akla gelen her şeye ulaşma imkanı sağlayan E-bebek, bir annenin hamileliğinden,bebeğin doğup büyüdüğü ana kadar tüm gerekenleri size geniş ürün yelpazesiyle sunuyor. Düzenlediği kampanyalar ve indirimleri takip edersiniz çok karlı alışverişler yapabiliyorsunuz. İyi ki varsın E-bebek.

  • Ve yılın ödülü "UniBaby" ürünleri.

Hamileliğimin başlarında ikizlerimin temizliğini saf su ve pamuk ile yapmaya kararlıydım. UniBaby’nin yeni doğan ürünlerini inceleyince bu zahmete gerek olmadığına karar vermiştim demek ki doğru tercihte bulunmuşum. UniBaby bebeklerime benim kadar hassas davrandığın için sonsuz teşekkürler.


16 Aralık 2015 Çarşamba

İkizlerimi kucağıma almama bir gün kala...




Doğumdan önceki gün sonsuz bir dinginlik ve heyecan vardı. Şuan annemle baş başa olduğumuz o günü nasıl geçirdiğimizi, ne yediğimizi, neler yaptığımızı hiç hatırlamıyorum. Ancak o günkü hazırlıklar ve sakinlik içindeki gizli telaş ömrüm boyunca sanırım aklımdan hiç çıkmayacak. Gün, hayatımın bir döneminin son günüydü ve ertesi gün hayatımda yepyeni bir dönem başlayacaktı.

Bütün ailede sonsuz bir heyecan ve sevinç yaşanırken herkes görev paylaşımı ve programını yapmış sahne almayı bekliyordu. Arayan herkes heyecanıma heyecan katarken, annemin bütün hazırlıkları halletmiş olmasının verdiği o sakinliği beni de sakinleştiriyordu. O akşam babam ve canım dostum Selen Kınay’da heyecanımıza ortak oldular. İşten çıkıp doğru biz geldiklerini hatırlıyorum ama birlikte yemek yemiş miydik, çay içmiş miydik hiç hatırlamıyorum. Babam o akşam gidip balonlarımızı teslim almıştı. Annem ve Selen’in sabahki hazırlık planlarını dinlerken, bu mutluluğumuzu bu derece paylaşıyor oldukları için çok seviniyordum.
Hastaneye götürülecek tüm eşyalar günler önceden hazırlanmış, son derece süslü ve taşınabilir durumda ikizleri karşılamayı bekliyorlardı. Sabah hiçbir telaş ve aksilik yaşanmaması için akşamdan tüm eşyaları arabalara yerleştirdiler. Kapıdan elleri kolları süslü süslü mavi pembe kutularla çıkışları hala gözümün önünde. Hepimizde sonsuz bir heyecan ve sevinç vardı. Yarın ikizlerimizi kucağımıza alacak ve onlarla birlikte hayata yeniden başlayacaktık.
Ve gün bitmeye yakın herkes istirahat etmeye çekilince eşim ve ben evimizde son kez yalnız kaldık. İkizlerimizin odasına gidip aşkla el ele tutuşup konuşmadan gülümseyerek mutluluğumuzu yaşamıştık. Heyecanımız ve sevincimiz doruk noktasındayken sabah olmasına saatler değil bir asır var gibiydi. Ev kalabalıkken anlamamıştım ama ne zamanki herkes sabah buluşmak üzer gitti, bütün hazırlıklar tamamlandı ve biz eşimle baş başa kaldık işte o an anlamıştım nasıl heyecanlı olduğumu. İyi ki o gün yalnız değildim ve iyi ki bütün hazırlıklar çok önceden tamamlanmıştı. O gün hiç yorulmadığım için ne uykum ne de uyuyabilecek kadar sakinliğim vardı. İkizlerimin verdiği ağırlıkla normalde de çok rahat  yatamasam da o gece onlara en yakın olduğum son geceydi ve sabaha kadar onlarla konuşup sevmiştim. Bebeklerime olan sevgimi anlata anlata uyumuştum o gece.
Bana o en heyecanlı gecemde destek olup, sakinleşmeme sebep olan babama, anneme, can dostum Selen’ime ve tabi ki hayatı paylaştığım canım eşime sonsuz teşekkürler.

14 Aralık 2015 Pazartesi

Yaşasın ikizlere hamileyim!



Kendimi bildim bileli bir ikiz konusu olurdu bizim ailede.Ne zaman bir ikiz konusu geçse tepkim hep aynıydı. ‘’Allah günah yazmasın ama istemem. Allah olmayana versin bana bir tane yeter.’’ Dedemin hep ikiz çocuk isteği varmış, olmayınca torunlarımdan bari yüzüm gülsün diye ümidini kesmeden dualar etmiş. Evlendim bir baktım annem de bir ikiz torun sevdası ki, dağlar taşlar yetmez büyüklüğünü ifade etmeye. Ağız dolusu dualar ‘’İnşallah ikiz olurlar, ne güzel ikisi birlikte büyür birde bir erkek bir kız oldumu daha ne isteriz ki.'' 

Tam 6 sene süren evliliğimizi doya doya yaşadıktan sonra kendimizi hazır hissettiğimiz bir dönemde hamile kaldım. Doktorumuz ilk kan tahlili sonucunda bize ‘’Bebek değil bebekler olabilir!’’ dediğinde hayatımın şokunu yaşadım. Eşim de hala ikiz olmasın nasıl başederiz korkusu varken, ben içten içe seviniyor hatta havalara uçuyordum. Bir hafta sonra yeni bir tahlil sonucuna göre %90 ikiz bebek bekliyordum ve o minik kesecikleri görmemize sayılı günler kalmıştı. Bu süreçte devamlı ikiz bebeklerle ilgili siteleri geziyor ve her seferinde ne büyük bir şansla karşı karşıya olduğumu tekrarlıyordum. O gün gelip çattığında annem bin bir dualarla yolculamıştı bizi.’’Hadi inşallah ikizlerdir.’’

Veeee beklenen gün gelip çatmıştı. Doktora gittiğimizde sıra bize gelene kadar hala eşimle ikiz olursa naparız diyorduk fakat ben inşallah ikizlerdir demeye başlamıştım bile. Keseyi görür görmez doktorumuz ‘’Gözünüz  aydın!Siz istediniz bir evlat,allah verdi iki evlat’’dediğinde eşimin yüzündeki mutluluğu tarif bile edemem. O ana kadar korkan eşim odadan çıkıp ‘’Ben ikiz babası olacağım.’’ diyerek daha o an bu müthiş mucizenin  havasına girmişti. Yaşadığım mutluluğun tarifi yoktu. Anne oluyordum üstelik bir değil iki bebeğim birden olacaktı. Ömür boyu yaşadığım o korku, artık yerini ‘’ İkisini de hayırlısıyla kucağıma alayım’’ dualarına ,şükürlere bırakmıştı. Olamazdı bu kadar çok dualar, dilekler olmasına rağmen bu mucize benim başıma gelmiş olamazdı, ben bu kadar şanslı değildim halbuki, bu gerçekten müthiş bir mucizeydi.


Çıkar çıkmaz annemi aradık sizde tahmin edersinizki duyunca sevinçten ağladı. Babama haberi eşim verdi ‘’İkiz babası oluyoruuuuum’’ diye bağırdı, babamın verdiği cevaıbı ilerleyen yazılarımda paylaşacağım. Sevinenler oldu elbet,birde sevinmeyip‘’Yaa ikiz mi ?Çok zor nasıl bakıcan.’’ diye moralimi bozanlar. Hayatımın tepe taklak olacağını söyleyenler, artık hayatımı yaşayamayacağımı düşünenler, Allah'tan benim için yardım dileyenler bile oldu.


Eşim ve ben artık hayatımızda evlat eksikliğini hissediyor ve ebevyn olmaya hazırız diyorduk. Büyük sevinç,heyecan ve mutlulukla geçirdiğimiz hamilelik dönemim iki küçük kalp olarak başlamıştı.

12 Aralık 2015 Cumartesi

Anne Bebek Fuarı

İkizlerim doğduktan sonra hayata yeni baştan başlamış gibi hissettiğim öyle çok an oldu ki. Bugüne kadar yaşadıklarımı üstün körü yaşadığımı, tat  almadan ve hiçbir iz bırakmadan ne çok şeyi  arkamda bıraktığımı fark ettiğim bir sürü an! Yeniden doğmak diye bir şey varsa işte bu tam kendisi. Hayatımı daha dikkatli, daha detaycı, daha bilinçli, daha planlı ve daha yaşanılır şekilde yaşamaya başladığımı fark ediyorum ve bundan sonsuz mutluyum.

Bunları nasıl fark ettiğimi soracak olursanız işte size en taze bir örnek . Yarın İBS Fuarı’na gideceğiz daha önce de gitmiş olmama rağmen bu sefer çok farklı ve ben  yaklaşık 3 haftadır bu fuar için hazırlanıyorum. ‘’ Hazırlanacak ne var alt tarafı bir fuar, gidip standları gezeceksin, bir iki kare resim çekeceksin, belki bir iki alışveriş, bir kaç ikram bitti gitti işte ‘’ diyenler vardır mutlaka. İnanın eskiden bende aynı bakış açısıyla giderdim fuarlara ama ikizlerimden sonra fuar anlayışım bile değişti.

İlk işim fuara giriş için bilet işini halletmem oldu. Sonra katılacak olan firmaları inceledim. Fuara katılan firmaların çoğunu daha önceden yaptığım alışverişlerden dolayı tanıyorum. Birde daha önce hiç tanışma fırsatımız olmayan, belkide tanışmak için  ikizlerimin büyümesini beklediğim firmalar var tabi Bu hazırlıklarım işte tam bu firmalar ve fuar ziyaretini kazanca dönüştürebilmek için.

Minik kızım ve oğlumun  daha sağlıklı ve daha verimli büyümeleri için, gelişimlerini ve ilerleyen dönemlerde ki eğitimlerini olumsuz etkilememeye özen göstererek, her şeyi zamanında ve en doğru şekilde yaşamalarına dikkat ediyorum. Bu nokta da bebeklerin ay ay gelişimlerini, tepkilerini ve sonuçlarını iyi biliyor olmak gerektiği için önden öğreniyor ama geriden uyguluyorum diyebilirim. İkizlerimin 9 aylık olmalarını beklediğim bazı eğitici programlar vardı ve  bu fuar bana  bütün seçenekleri bir arada inceleyip en doğru kararı verebilmem  için bir fırsat olacak. Yaklaşan doğum günleri için devamlı sitelerde gezinip hiçbir şey beğenmiyor olduğumdan dolayı kafamdaki doğum günü planlarına karar verebilmem için fuardaki miniklere özel organizasyon firmaları bana fikir olacak. Tabi ki planlarda bekleyen alışverişleri atlamıyorum. Tüm firmaların tek tek fuara özel indirim ve kampanyalarını inceledim hatta ezberledim. Çok fazla para harcamadan gerekli ve bizim için avantaj olarak küçük alışverişler yapacağım içinde ayrıca karlı bir fuar ziyareti yapmış olacağız.

Bu fuara katılmamın  mükemmel evlat yetiştirme yolundaki çabam dışında, benim insan canlısı minik ikizlerim yarın gönüllerince eğlenecek, hiç karşılaşmadıkları şaşkınlıklar yaşayacak ve kahkahalar atacak olmaları en geçerli sebebim .

Yarın için kendimden çok Lal ve Can için heyecanlanıyorum. J
                                                                    

24 Kasım 2015 Salı

Hakkımda




Merhaba,

1984 yılının karlı bir günü , dünya’nın en mükemmel,en marifetli ve en fedakar kadını annemin yediği mantı sonrası  doğmuş, dünya’nın en temiz kalpli adamı babamı doğduğumda bayağı koşturmuşum.
İstanbul’da doğup büyüyüp, üniversite eğitimimi Muğla’da tamamladım. 2006 yılında bana sevilmeyi ezberleten o mükemmel adam Gökhan ile tanıştım ve 2009 yılında imzayı atarak dünya’nın şanslı kadınları kervanına  katıldım.
Hayatta en büyük zevkim seyahat etmek , mesleğim gereği birden fazla gittiğim yerler olsa da , her gittiğimde başka bir kıvılcım bulmamı fotograf çekme sevdama borçluyum. Fotoğrafın ,insanların hayata olan bakış açısı olduğunu düşünürüm ve bu yüzden fotoğraflara yorum yapmaktan büyük haz alırım . Yoğun hayat koşturmasında kitap okuyarak deşarj olur , kitap satın almaktan sonsuz keyif alırım . Veeee bir Datça aşığıyım..
Bir kadının en büyük zenginliği evladıysa, ben zenginliği dorukta yaşamaya laik görülen o şanslı ikiz annelerinden biriyim. 2015 Mart ayında kucağıma aldım bebeklerimi ve o andan itibaren yeniden doğdum .

Lal & Can , ikizlerim hayatıma kattığınız anlamla hayat yeniden başlıyor…