Bir annenin ilk ve en büyük hayali, bebeğini
emzirebilmektir.
Annesini emen bebek, daha sağlıklı olur, daha hızlı gelişir,
kolay kolay hastalanmaz ve emen bebek
ile anne arasında kuvvetli bir bağ oluşur hatta anne bebek bağı sadece
emzirerek oluşur.
Evet, bazen bunu bile duyar anne adayları.
Etrafta hep emzirememe ihtimaline karşı kaygı dolu sözler dolanır,
dolayısıyla anne de ister istemez ‘’Ya emmezse ‘’ kaygısı oluşur. Herşeyin yolunda gitmesi ve bebeğini
emzirebilmesi için dualar eder. Tıpkı, benim ya emmezlerse diye endişelenip o gereksiz stres yaşadığım günler gibi.
Lal ve Can, hem ikiz hem de prematüre bebeklerdi. Normal bir
bebeğe göre çok zayıftı ikisi de.
Lal 2200 kg, Can 1800 kg minicik küçücüklerdi, yenidoğan çorabı
giydirmişlerdi dizlerine kadar geliyordu çorapları. Doktor, illa emmeleri için
zorlamamamızı, zaten çok zayıf olduklarını söylediğinde hiç üzülmemiştim aksine
bu şartlarda küveze bile girmeden yanımda oldukları için ikisinin de ne kadar
güçlü olduğunu düşünüyordum. İlk iki gece Lal biraz emmeye çabaladı, hatta
hırsla emmek istiyordu ama emmeye gücü olmadığı için ememiyordu.Can ise hiç
denemedi bile. Eve çıkınca, hastane tipi süt sağma makinesi kiraladık, fırsat
buldukça sağıyordum ama azıcık süt geliyordu. Bazen 40’ar cc, bazen 20 ‘şer cc bazen birer kaşık. Ne gelirse eşit
bölüp ikisi ne de mutlaka veriyordum.Anne sütü bu antibiyotik niyetine, bir
damlası bile çok kıymetli asla kaçırırmıyım.
Mama ile büyüdüler yani.
Endişelerim çoktu benimde, ama mamayla da çok sağlıklı,
yeteri kadar güçlü ve civa gibi hareketli çocuk oldular çok şükür. Hem akılları
hem bedenleri gayette güzel gelişti. En büyük endişem o hep korktuğum anne
bebek bağıydı, hani emmediler ya, e 10
aylıkken de onları bırakıp işe başlamıştım. İşte o anne bebek bağı
kurulamayacak sanıyordum ama o da oldu. Çünkü hiçbir zaman onları beslerken
başka birşeyle uğraşmadım, gözgöze burun burunaydık hep. Emzirmiyordum ama
beslerken tüm enerjimle sevgimi şefkatimi gösteriyordum. Alıp kucağıma tv
izlemiyor, sohbet etmiyor ya da örtüyle örtüp aramıza mesafe koymuyordum.
İşte Jean –Jacques Rousseau diyorki;Kadınlar emzirmekle
görevliler, ama bunu sadece bir görev gibi gördüklerinde bebeğin annesini ya da
süt annesini emmesinin hiçbir farkı kalmıyor.
Çünkü; emzirmek sadece fiziksel bir bağdan ibaret olmamalı. Bebeğin
annesinin memesinden çok şefkatine ihtiyacı var, yani annenin görevi sadece
bebeği beslemeyip karnını doyurmak değil, beslerken aynı zamanda sevgi ve
şefkatte göstermesi gerekiyor. Anne bebek bağı, eğer anne emzirirken bebeğin
yüzüne bakarsa, onunla göz teması kurar onunla konuşursa ancak oluşuyor.
Ve ekliyor; Sağlıksız bir annenin sütü ile beslenmektense, sağlıklı
bir süt annenin sütüyle beslenmesi daha iyidir.Ancak, anne şefkatinin yerini
hiçbirşey alamaz.
Sütünüz olmaz, gelmez bebeğinizi mama ile ya da süt anne
sütü ile besleyip büyütebilirsiniz. Ama sizin vereceğiniz sevgi ve şefkati
başka hiç birşey de bulamaz…
Sevgiler...
Nermin Merve Bozdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder