26 Ekim 2022 Çarşamba

BENİM ÇOCUĞUM YETENEKLİ VE BEN ONA GÜVENİYORUM

 



BENİM ÇOCUĞUM YETENEKLİ VE BEN ONA GÜVENİYORUM

Her çocuğun, kendine özgü marifetleri, yetenekleri, becerileri ve farklılıkları vardır. Kimisi bu yetenekleri belli eder, fırsatlardan faydalanıp geliştirir ve sahip olduğu becerileriyle başarılı olurken, kimisi kaybolur gider.

Her çocuğun yeteneği vardır evet ama her çocuk bunu kendi gösteremeyebilir ya da bunu göstermek için fırsatı olmayabilir.

Bu yüzden çocuklarımıza hazine gibi bakmalıyız, çünkü hepsi el değmemiş birer pırlanta gibi. Bilmediğimiz, fark edemediğimiz ve geliştirmek isteyebilecekleri bir sürü yetenekleri olabilir. Geç olmadan, erken yaşta fark edilen yetenek ve becerileriyle çok büyük başarılar elde edip hayatlarını ona göre yönlendirebilirler.

Bunun için ebeveyn olarak yapmamız gereken en önemli şey, çocuğumuzu çok iyi gözlemlemek ve onu gerçekten tanımak. Dinlediği müzikten, oturuşuna, uzaklara dalıp düşünüyor olmasından, ritim tutuşuna kadar iyi gözlemleyip neye ilgi duyduğunu, neye yeteneği olduğunu fark etmek.

Başarılı olabilmeleri içinse,

1)     Çocuğumuzun doğuştan yetenek sahibi olduğuna ve bunu geliştirebileceğine inanmak .

2)     Kendini tanıması için ona fırsatlar sunmak.

3)     Tercih yapabilmesi için alternatifler oluşturmak .

4)     Karar vermesi için deneyimlemesine izin vermek.

 

23 Ekim 2022 Pazar

ÇOCUKLARDA AİTLİK VE ÖZGÜRLÜK

 

Önce karnımda taşırken bana bağımlı olan, benimle nefes alan yavrularımın,  doğdukları an benden ayrı ve tek başlarına nefes almaya devam ettiklerini gördüm.

Sonra karnımdeyken benden beslenen, doğduklarında emerek ya da biberonla karınlarını doyurduğum yavrularım, kendi kendilerine yemek yemeye başladılar.

Ve bugün, uyurken düşmesin diye etrafa yastıklar sıraladığım yavrularım, bensiz okulda oyun oynarken düşüp , belki bacaklarını kanatıp , sonra hiçbir şey olmamış gibi kalkıp oyunlarına devam ediyorlar.

Karnımda besleyip büyüttüğüm, o minik yavrularım zamanla benden kopup birer birey oluyorlar ve her geçen gün daha da azalıyor bağlılığımız.

Ben anneyim, çocuklarımın bana ait olduklarını düşünüp sahipleniyorum ama benden ayrı birer birey olduklarını da kabul ediyorum.  Bana ait olmalarını düşünmem, benden bağımsız birer birey olduklarını kabul etmeme engel değil. Bir gün nasıl benden ayrı yemek yemeye başladılarsa, benden ayrı bir hayatları olacağını da biliyorum. Bu yüzden, koşulsuz ve daima yanlarında olup, bir gün tek başlarına kalacaklarmış gibi düşünerek  büyütüyorum. Bizden aldıkları sevgi, şefkat ile kendilerini güvende hissedip, kendi ayakları üzerinde durabilen güçlü bireyler olmaları için onları zorluyorum.

Yeni yürümeyi öğrenen bir bebek düşünün, düştüğünde kalkmasını öğrenmesi için kendi kendine kalkmasına izin vermez her düştüğünde kaldırırsak düşünce kalkmayı öğrenebilir mi?

Öğrenemez, öğrenebilmesi için ona fırsat vermeliyiz fakat aynı zamanda yanında olmaz , yalnız bırakırsak bu seferde kendini güvende hissetmediği için kalkmak istemez ya da cesareti olmaz.

O zaman fırsat vermek yetmez aynı zamanda kendini güvende hissedip başarabilmesi içinde daima yanında olmalıyız.

İşte hem ait hissetmek hem de özgür olmak istemek.

Bizler, anne baba olarak , çocuklarımızı hem özgür hem ait olarak büyütebilmeyi birlikte başarmalıyız. Çünkü onların ait olmaya, sevilmeye, korunmaya, bakılmaya, desteklenmeye , fikir almaya ne kadar çok ihtiyaçları var ise, bir o kadar kendi isteklerini özgürce yaşamaya da ihtiyaçları var.

Hem ait hem özgür olmak aslında insanın doğasından gelen bir ihtiyaç , yetişkinler için bile geçerli. Çocukların kendilerini güvende hissedip, tek başlarına başarabilmeleri için ve bu dengeyi kurabilmek çok önemli.