9 Ekim 2017 Pazartesi

Annelerde Çocuk Öyküleri Okumalı Peki Neden?


Eskişehir dönüşü, birçok öyküyü  çocuklara yanlış anlatmaktan korktuğumu farkettim. Çünkü çoğu sadece çocukken okuduğum öykülerdi ve hafızamda kalan kısımları, kendime aldığım mesajlardan ibaretlerdi.

"Pinokyo, yalan söylemiş ve  burnun uzamış."

Peki neden?

Pinokyo insan mı?

Hiç tahtalar konuşur mu?

Peki siz hiç yürüyen tahta gördünüz  mü?


Peki marangoz kimdi ?

Pinokyo nasıl ortaya çıkmıştı?

Bütün bu soruların cevapları yoktu hafızamda, hepsi uçup gitmişti. Bu devirde bu soruları sormadan öykü dinleyecek çocuk kaldı mı? Bizimkiler bu yaşta yanlış düzeltiyorlarsa, bir iki seneye kalmaz öykü dinlerken sorularda başlar.

Şuanki bilgim ile onlara " Konuşan bir tahta varmış, yalan söylemiş burnu uzamış " birazda hikaye ekler ancak bu kadar anlatabilirim, mesajı alırlar ama özünü anlamadan alırlar.

Oysa öykülerin asıllarını yeniden okuyup, gelecek soruların cevaplarını bilerek ve akıllarına yatkın cevaplar vererek anlatmak onların gelişimi için daha doğru olur.

Çünkü, kurdukları öykü dünyasında herşeyin sebebini, nasılını, sonucunu ve etkilerini canlandırıp o şekilde kaydederler. Böylece hayata dair almaları gereken mesajları daha kolay alır ve daha çabuk kabul ederler.

İste sırf bu yüzden haftasonu tüm klasik öykülerin orjinallerini aldım ve başladım okumaya. Önce tüm detayları hatırlatıp öyle başlayacağım anlatmaya ve sonra odalarındaki kitaplıklarına kaldıracağız.Zamanı geldiğinde onlarda okuyup bana anlatacaklar inşallah...

2 Ekim 2017 Pazartesi

Doğuran Kazan


Nasrettin Hoca, bir gün komşusundan kazan ödünç ister. İade ederken de hem teşekkür eder, hem de içine küçük bir kazan koyar. Komşusu merakla bu küçük kazanı sorunca da,

- Komşu, bizdeyken kazanın doğurdu, der.

Komşusu bu ise pek sevinir. Aradan epey zaman geçer, Hoca yine komşusundan kazanı ödünç ister. Komşusu da sevinerek verir. Ama bu kez aradan günler, haftalar geçer, Hoca’dan ses çıkmaz. Nihayet bir gün komşusu konuyu açmaya karar verir:

- Hoca, bizim kazan ne oldu? diye sorar. Hoca da üzgün bir ifadeyle:

- Komşu çok zaman geçti aradan, senin kazan öldü. Sana nasıl söyleyeceğimi düşünüp duruyordum, der. Sinirlenen komşusu:

- Hocam ne diyorsunuz? Hiç kazan ölür mü? Kazan canlı mı ki ölsün? 

Hoca:

- Doğurduğuna inanıyorsun da ölünce neden feryat ediyorsun, der komşusuna.