Lal ve Can, günler kısalmaya başladığından beri gündüzleri
uyumayıp akşamları sekizde uyumaya başladılar. Hele hele Datça’ya geldiğimizden
beri, sabahın sekizinde son derece enerjik uyandıklarından, gündüz tertemiz
havada koşup zıpladıklarından akşam sekizi bile görmez oldular.
Demekki yılbaşı akşamı erkenden uyuyacaklar, bizde rahat
rahat yeni yılı karşılayacaktık.
Çünkü yılbaşı dediğin gece yarısına kadar sofrada oturup keyif
yapmak, gülüp eğlenmek, tombala oynamak, çalmak söylemek, tam on ikide geriye
saymak, kadeh kaldırmak vs ise; çocuklarla bunları yapmak çok zor olur, ‘’
Yılbaşında erkenden yatağa gidip uyuyan çocuk kadar güzel hediye olamaz ‘’
diyen anneleri duyar gibiyim.
Aynı zamanda tam tersini düşünüp, çocukların neşe ve keyif
kattığına inanan annelerde var ama, mesela ben.
31 Aralık günü, aylardır öğlen uykusu uyumayıp akşam erkenden
uyuyan ikizleri, gündüz uykusuna yatırdımki akşam erkenden uyumasınlar, bizimle
yeniyıl sofrasında oturup tadımıza tad
katsınlar, bizimle gülüp eğlensinler, yeniyıla bizimle birlikte geri sayarak
neşeyle girsinler istedim.
Öylede oldu,her akşam olduğu gibi yine birlikte oturduk yeniyıl soframıza,
Öylede oldu,her akşam olduğu gibi yine birlikte oturduk yeniyıl soframıza,
Birlikte çocuk şarkıları söyledik aynı anda,sallana sallana
gülerek eğlenerek.
Biz masada içeceklerimizi yudumlarken onlar hediyelerinin
keyfini çıkardılar, arada gelip yemişlerini yediler.
Hatta ve hatta yetmedi gece tam onikide yeniyılı sokakta karşılamak
için Datça meydana gittik. Onlar için beklemek biraz sıkıcı oldu ama havai
fişek gösterisini izlerken çok eğlendiler.
Benim bugüne kadar geçirdiğim en eğlenceli yeniyıl karşılamamdı,
kızım ve oğlumla gerçekten hakkını vererek eğlendik. Bu sene inşallah hep böyle keyifli ve eğlenceli geçer...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder