15 Aralık 2016 Perşembe

Keçeden Ayı Yapımı

                                                            

Lal ve Can'ın renkleri öğrenmeleri için bazı aktivieler hazırladım. İlk oyunumuz için  renkli ayıcıklara ihtiyacım vardı. Hemen sıvadım kolları ve rengarenk ayıcıklar hazırladım.

İhtiyacım olan malzemeler;

*Farkı renklerde keçe
*Daire şeklinde herhangi bir eşya
*Makas
*İğne ve iplik


Her renk keçeden aynı büyüklükte önce daireler kestim.

Daha sonra siyah keçeden her biri için ikişer tane göz, birer ağız ve yine ikişer tane olucak sayıda kulak hazırladım.


Turuncu keçeden de burun kesip hepsini hazır hale getirdim.

Daire şeklinde kestiğim kafalara kestiğim parçaları, iplerin ne önden ne de arkadan görünmeyecek şekilde diktim.Bunun için ipi keçelerin içinden yürütün yeter.

Bir kısmını akşamları ikizler uyuduktan sonra, bir kısmını da öğlen uyurlarken dikerek iki günde hazırladım.

Çok mükemmel ayıcıklar olmasalar da, oyunlarımız da bize gereken mesajı verecek ve ikizleri sevindirecek kadar güzel olmaları benim için yeterliydi.

Malzemeleri her kırtasiyeden  temin edip kolaylıkla yapabilirsiniz. Ben başka hayvan çıkaramadım çıkaran olursa paylaşırsanız bende deneyeyim.

Sevgiler...


14 Aralık 2016 Çarşamba

Ayıcıklar ve Ponponlarla Renkleri Öğreniyoruz



Bugün, Lal ve Can ile harika bir aktivite yaptık.

Kendi ellerimle yaptığım ayıcıklar ile aynı renkteki ponponları eşleştirmeye çalıştık.

Ayıcıkları ellerine alır almaz hemen inceleme başladlar, gözler kulaklar çekildi, baktılarki çıkmıyor elimdekileri diğer ayıcıkları beklediler vermem için. Ponponları da çıkarınca daha bir dikkatli izlemeye başladılar


Hele Can, şu bakışa bakar mısınız sanki deney yapacak benim artist oğlum. Genelde Lal daha çok sever böyle oyunları ama bu sefer Can daha çok ilgilendi.


Nasıl oynayacağımızı kavramaları için önce Pembe sonra Yeşil ayıcığa birer ponpon yerleştirdim, Can da, yanlarına koyduğum ponponları yerleştirdi. Tabiki renkleri henüz bilemiyor ama


''Bu yeşil ponpon, bak bu yeşil ayıcığın '' diyerek eşleştire eşleştire ve her seferinde renkleri söyleyerek öğrenecekler.

Renkli ponponları aynı renkteki ayıcığa eşleştirirken; hem renkleri öğreniyorlar,hem eşleştirmeyi öğreniyorlar hemde farklı renkler arasından renk ayrımı yapmayı öğreniyorlar.



Lal, eşleştirmeden çok ayıcıkları sevdi öpe öpe doyamadı.Baktım ilgilenmedi toplayıp biraz dans ettikten sonra yeniden denedik.




Bu sefer Can dizdi ayıcıkları masaya Lal'de onu görünce hemen koştu başlarındaki ponponları yerleştirdi.


Akşam babamız gelince farklı bir şekilde oynamayı denedik, ayıcıkları dizip ponponları da üstlerine koydum o zaman çok daha kolay eşleştirdiler.

Biraz öğrenene kadar bu şekilde kopya vererek yapmaları ve sanırım başlangıçta iki renk iki renk oynamaları daha doğru olacak.


Bakalım ilerleyen günlerde daha ne kareler yakalayacağız, oyunumuzun ileriki adımlarını instagram hesabımızdan takip edebilirsiniz.

Kullanıcı adımız:  lalcanbozdogan  

Sevgiler...

11 Aralık 2016 Pazar

Kardan Adama Davetiye Yaptık


Uzun zamandır elişi aktiviteleri için niyetlensem de,  odaklanamadığımdan bir türlü başlayamıyorduk.

Geçen hafta sonu ihtiyacımız olan malzemeleri internet üzerinden siparişle temin ederek bu hafta hemen kolları sıvadık.

Lal ve Can 'a "Kar yağacak anneciğim kardan adam yapıp, kartopu oynayacağız." desem de  bir türlü yağmayan kara, davetiye yapmakla başladık. 

İhtiyacımız olanlar;

*Karton
*Kalem
*Makas
*2 farklı boyutta daire şeklinde eşya
*Pamuk
*Uhu


Yeni yıl havası olduğundan kırmızı renkli kartonumuzu kullandık, iki daireden kardan adam çizip kestik böylece kardan adamımızın gövdesi hazırdı.


Lal, kestiğimiz kardan adamların bir yüzüne benim kontrolümde uhuyu sürerken,


Can da, uhuladığımız kardan adamının pamuklarını yapıştırdı.




Sonra da yaptığımız kardan adamları cama asıp karın yağması için şarkı söyledik.

Yağ kar, lapa lapa yağ
Yağ kar, lapa lapa yağ
Bak sana sürpriz yaptık 

Sana minik ellerimizle
Davetiyeler yaptık 
Yağ kar, lapa lapa yağ 
Yap kar, lapa lapa yağ 

Çizdiğimiz kardan adam ile sınırlar içinde hareket etmeyi öğrenirken, ince parmak kasları da gelişiyor birde üzerine hikayeler ekleyince inanılmaz keyif alıp eğlendiler.

Biz kardan adamları cama astık bekliyoruz, bakalım kar ne zaman yağacak...



7 Aralık 2016 Çarşamba

YOLO Dünyası için Geri Sayım Başladı!

haydar-colakoglu-yolo-uygulama

Ulaşımda En Pratik Yol O!  sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.

YOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.

YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri. YOLO, hem kullanıcılara, hem de iş ortaklarına sağladığı yeni nesil bir iş modeli ile kısa sürede yola çıkıyor.

haydar-colakoglu

YOLO, TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi Haydar ÇOLAKOĞLU başkanlığındaki güçlü yatırımcı ve yönetim kadrosu ile de dikkat çekiyor. Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor. 

haydar-colakoglu-teb-genel-mudur




Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;

“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır.

YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir. 

Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.

haydar-colakoglu-yolo-turkiye

Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.

Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık - 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”

GooglePlay ve AppStore dan indireceğiniz uygulama sayesinde YOLO dünyasında siz de yerinizi alın. Detaylı bilgi ve iletişim için www.yolo.com.tr adresinden YOLO’ ya ulaşabilir @yolo_turkiye Instagram adresinden de takip edebilirsiniz.

Bir boomads advertorial içeriğidir.

21 Kasım 2016 Pazartesi

Bebeklerde Kalem Tutar



Çocukların ellerine geçen herşeyi tutmalarına ya da oynamalarına izin vermiyoruz değil mi? Mesela eline geçen makas olsa anında telaşlanıp alıyoruz, ya da kalemle oynasalar ‘’Hiii çok tehlikeli, Allah korusun düşersin batar bir yerine’’ diyor hemen alıyoruz ellerinden.

Farkında olmadan kalem, hafızalarına tehlikeli ve yasak olarak kazınıyor. Her fırsatta ellerine alıp oynamak, onunla koşmak hatta orayı burayı boyamak için can atıyorlar. Çünkü biz, daha bebek anlamaz diye öğretmek yerine kaçırmayı, birlikte tutmak yerine saklamayı tercih ediyoruz.

Biz, kaleme hiç yasak ve tehlikeli imajı çizmedik. Aksine daha miniciklerdi ellerine kalem verdiğimde, evet evet onlar almadı ben verdim onlara kalemi.


Öğrenmeleri için masaya oturtup verdim, önlerine defter koyup karşılarına da kalem kağıt ile oturdum. Ben çizdim onlar beni izledi şaşkınlıkla. Defterdeki izleri gördükçe kalemle deftere vurmaya başladılar önce, ilk vuruşlarındaki heyecanları hala gözümün önünde.


Sonra sonra uzun çizgiler çizmeye başladılar ama kalemi tutmayı beceremiyorlardı. Her seferinde yanlarında oturup onlarla kalem tuttum. Hiç ''Bakın böyle'' demedim ama dikkatlerini çekmek için ‘’ Bakın ben nasıl tutuyorum’’ dedim.

Bir gün annem , Can’ın gizli gizli kendi elindeki kalemi tutuşunu takip edip onun gibi tutmaya çalıştığını farketmiş. İşte o günden sonra daha bir hevesle kalem kağıt verdim ellerine, oturdum yanlarına birlikte karaladık defterleri.

Derler ya ilmek ilmek dokudum diye, ben de sabırla öğrettim kalemi onlara. Yasaklamadan, saklamadan, heveslerini kırmadan ve asla kızmadan.

Tam aksine özendirdim hep kaleme, renk renk kalemler çıkardım hoşlarına gitsin diye. Hatta fosforlu kalemlerle bazen ellerini yüzlerini boyadılar kızmadım, ısrarla ve sabırla deftere sadece deftere yazmaları gerektiğini öğrettim.

Ve sonuç ;

Haftasonu annem, benim ilkokuldaki boyama kalemlerimi çıkarınca biraz duygusal biraz da heyecanla oturdum yine masanın karşısına.

Artık kalemler çıkınca hemen masaya oturup defter-kitap açıyorlar.




Hatta Lal’im artık biz yetişkinler gibi kalem tutuyor.

Yasaklamayın, çocuklara kalemlerle oynamayı yasaklamayın. Gözünüzü ayırmadan verin ellerine, defter koyun önlerine çizmeleri birşeyler yaratabildiklerini farketmeleri için.


Alın yanınıza birlikte boyayın öğrenmeleri için  kontrolü elinizden bırakmadan doya doya kalem verin ellerine ve örnek olun onlara.

Ama en önemlisi sakın daha küçük demeyin onlar bizden daha hızlı öğrenebilecek kadar meraklı ve akıllılar.

19 Kasım 2016 Cumartesi

Lal ve Can Kitap Fuarından Neler Aldı?


Bugün çok yorucu birgün geçirdik ama değdi doğrusu.


Lal ve Can ile ilk Kitap Fuarına onlar daha 9 aylıkken gitmiştik. Anne baba olarak kitap okumaya düşkün olduğumuzdan onlarında kitap sevgisi ve kitap okuma bilinci ile büyümeleri için çok erken de olsa bir sürü kitap ile dönmüştük eve.

Her kitap fuarında olduğu gibi kendime onlarca kitap almak yerine, istediğimiz sadece iki üç kitabı alıp tüm günü çocuk standlarını gezmeye ayırmıştım. Daha önce çocuk kitapları hakkında hiç bilgi sahibi olmadığım için her stand ilgimi çekiyor ve ne görsem alasım geliyordu.

Gerçekten Lal ve Can ile aldığımız tüm kitaplarla oturup dakikalarca zaman geçirebiliyoruz, o kitaplardan öyle çok şey öğrendilerki misafirliğe giderken bile mutlaka yanımızda bir iki tane alıyoruz.

Bu bir sene boyunca çocuk kitapları konusunca oldukça tecrübe edindim. Bununla beraber Lal ve Can'daki kitap merakını gözlemleme fırsatım oldu. 

Henüz geceleri kitap okuyarak uyuyan çocuklardan olamasalar da kitaplar ile oynayarak, sayfalara dokunarak, farkları bularak, hayal güçlerini genişletip, yaşadıklarını pekiştirebiliyorlar.

Bu sene de bunun bilinci ile gittim Kitap Fuarına. İnanılmaz kalabalıktı. Bebek arabasıyla yürümek öyle zordu ki eskiden kendime aldığım 2-3 kitap bu sene hiç alışveriş çantamıza girmedi. Çünkü hiç dolanmadan, geçen sene gezdiğim tüm standlar arasında en tecrübeli olduklarına inandığım, en ilgili uzmanlar ve gerçekten en kapsamlı çocuk kitaplarına sahip olan "Pearson Çocuk Kitapları’na" gittik direk.


Geçen sene bizi standında misafir edip, tüm kitaplar hakkında bizi bilgilendirip yönlendiren, gerçekten faydalı kitaplar almamızı sağlayan Can bey ile bugünde harika kitaplar seçtik. Artık Can ve Lal büyüdükleri için daha çok resimli hikaye kitapları aldık. Bir anne olarak hepsini onlara okumak için sabırsızlanıyorum.


TırtılKids Kitap evinin standında Lal ve Can’ın yaşına uygun harika puzzllar  varmış.İlk deneme olarak Puzzle Duo'yu aldık. Bakalım hoşlarına gidecek mi?


Birde üzerine düşmediğim İngilizce öğrenmeleri için RedHouse Standına uğradık. Bize en uygun İngilizce Sözcük Kartlarını bulabildim. Belki erkan olabilir ama olsun illa birgün kullanırlar değil mi?

Hepsini deneyimleyip ayrıca paylaşacağım.

Birde bu yıl ki Kitap Fuarından aldığımız hediyelerimiz de Can Ağabeylerinden. Bir kez daha sonsuz teşekkürler.

Sizlerde gitmeyi düşünüyorsanız yarın son gün kaçırmayın derim...

Sevgiler...

18 Kasım 2016 Cuma

Çocuklarınızın sağlıklı gelişimine tam destek Çocuk Devam Sütü’nde!




Neden Çocuk Devam Sütü?

Çocuklar, büyüme ve gelişimlerinin büyük bölümünü 1-4 yaşları arasında tamamlarlar. Yiyeceği yemekler konusunda çok seçici olabileceği bu yaşlarda çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel gelişimi için zengin ve doğal içerikli gıdalarla beslenmesi gerekir. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bu fiziksel ve zihinsel gelişimi taşıyan vücudu mikroplara karşı koruyarak, büyümede çok önemli bir görev üstlenmektedir.



Neden Pınar Çocuk Devam Sütü?
Çocuklar, fiziksel ve zihinsel gelişimlerinin yanı sıra bağışıklık sistemlerini güçlendirecek besin ihtiyaçlarının önemli bir kısmını sütten alabilir. Çocuğunuzun fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişiminin ve bağışıklık sisteminin güçlenmesi için ona süt içirebilirsiniz.

1 yaşından büyük çocuklarınızın fiziksel ve zihinsel sağlıklı gelişimini ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini desteklemek için, saf süte prebiyotik lifler, vitamin ve mineraller ilave edilerek geliştirilen Pınar Çocuk Devam Sütü’nü güvenle içirebilirsiniz. Pınar Çocuk Devam Sütleri B12, Çinko ve Kalsiyum kaynağıdır.

Altı aydan büyük bebeklerinize ise onların 6-12 aylık dönemlerinde ihtiyaçları olan vitaminlerive mineralleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş Pınar İlk Adım Devam Sütü’nü verebilirsiniz.




Bir boomads advertorial içeriğidir.



15 Kasım 2016 Salı

Oyun Hamuru ile Tanışmak

                       

Nedendir bilmem ama oyun hamurlarına karşı hep bir ilgi duymuşumdur.

Çok hatırlamıyorum, hatta hiç hatırlamıyorum oyun hamurları ile oynadığım günleri hiçte beceremem aslında ama ne zaman oynayan bir çocuk görsem hep özenmişimdir.

E kendi çocuklarım olunca da tabiki en çok heveslendiğim şey oyun hamurlarıyla oynamak oldu.

Daha 1 yaşında bile değillerdi ''Onlara öğretebilmek için önce benim biliyor olmam gerekmiyor mu? '' diyip oyun hamuru kitabı aldığımda.

Birkaç aydır da hamur almak için eşimin engelini atlatmaya çalışıyorum çünkü "Daha erken ağızlarına atarlar'' diye engel oluyordu. 

                                

Aslında haksızda değil çoğunun üzerinde 3 yaş sınırı var ama ben yinede heves edip aldım.

İlk deneme için, hamurun fiziksel yapısıyla tanışıp farklı renklerde olduğunu öğrenmeleri ve çeşitli materyaller ile şekiller yapıldığını görüp oyunun mantığını kavramaları adına dört renk hamur ve birkaç şekil verici parçası olan  Play-Doh Çanta setini tercih ettim.
                            
                             

Daha hamur kutularını açar açmaz sevinç çığlıkları koptu. Hemen aldılar ellerine, önce biraz yoğurduktan sonra renkler karıştı birbirine.
Ben ayırmaya çalıştıkça onlar inadına karıştırdılar hemde kahkaha ata ata.
  
                               

Olsun onların mutluluğundan önemlimi değil tabiki doya doya karıştırdılar.Zaten amaç renklerin değisikliğinde farkındalık yaratmak değilmiydi.

                              
Lal ve Can ile oyun oynamak hayatımda en zevk aldığım şey ama hiçbir oyundan bu kadar zevk almamıştım. Çantanın içinden çıkan parçaların içine hamur doldurup şekiller yaptık. 


Daha çok erken birazda çok hızlı oldu belki ama bıçak kullanmayı bile öğrendiler.
                                                        
                              

Hiç sesimi çıkarmadan izledim, her yeni oyunda yaptığım gibi merakla gözlemledim ne yaptıklarını nelere dikkat edip neleri keşfettiklerini.

Lal,hamurları yoğurmaktan koparıp yeniden birleştir ekten zevk alırken; Can, şekillerle oynamayı daha eğlenceli buldu.

         
                               

Yüzlerindeki mutluluğa da bakılırsa en az benim kadar onlar da çok eğlendiler. Hatta halıya dökülmesin diye serdiğimiz örtümüzü kaldırınca Lal hanımdan azar bile işittik.

                                

Peki hiç ağızlarına götürmediler mi? 

Tabiki götürdüler ancak o kadar dikkatli oldum ki hep yakalandılar. Böylece hiç bir zarar vermeden onları oyun hamuru ile tanıştırmış oldum.

Dikkatimi üzerlerinden ayirmadan ve hiçbir hareketlerini gözden kaçırmadan gözetimim altında oynadıkları oyun hamurları ile ilk deneyim gayet başarılı ve eğlenceli geçti.

Bir sonraki deneyimimizde bakalım neler yapacağız 😊