15 Şubat 2019 Cuma

Sevgi Günü Kutlamamız




Bir sevgililer gününü daha atlattık mı atlattık.

Herkesler de güller, hediyeler, çiçekler böcekler .Ne güzel, eskiden bende böyle günlerin kutlanmaması taraftarıydım ama insanların birbirine sevdiğini söylemesi, özel anlar yaşaması,sürprizler yapması için günümüz ve ülkemiz şartlarında bugünlere artık ihtiyacımız var mı bence kesinlikle var.

Yok gereksizmiş, yok yılın 365 günü hatırlanması gerekiyormuş, yok bilmem ne evet çok doğru hepsi para tuzağı belki, belki gerçekten her gün edilmesi gereken sözlerin sadece yılın belli günlerinde söylenmesi çok acı ama kabul edelim her insanın kadın - erkek kendini özel hissetmeye, sevildiğini ve şanslı olduğunu hissetmeye ihtiyacı vardır. Peki günümüzde ve ülkemizde her hafta yemeklere gidebilmek, her ay hediyeler alabilmek, her akşam romantik masa kurup saatlerce müzik dinleyebilmek mümkün mü?

İşte bu şartlarda bence bu günlere gerçekten ihtiyaç duyuyor insanlar, keşke refah bir ülkede, stressiz, korkusuz bir hayat yaşıyor olsak ta her günümüz Sevgililer Günü kıvamında geçse.Kutlayan var kutlamayan var, herkes herkese saygı duymalı diye düşünüyorum.

Biz Lal ve Can'ın istediği yerde yemek yiyerek kutladık mesela, oynamak için yemeklerini silip süpürüp koşarak top havuzuna girdiler, bizde  karı koca hayatımızın en değerli sevgililer günü hediyesi olan  Mektuplara bakıp bakıp  duygusal anlar yaşadık.

11 Şubat 2019 Pazartesi

Sütüme Karışma



Lal ve Can doğduklarında henüz 36 haftalıklardı. 
Lal, 2200 Can ise 1800 gramdı. 
Öyle küçük öyle zayıflardı ki, doğdukları an çok endişelenmiştim oysaki zayıf oldukları kadar da güçlü çıkmışlardı hiç küveze ihtiyaç duymadılar ama bu güçleri annelerini emecek kadarda çok değildi. 

Doktorlar , özellikle Can'ın çok minik olduğunu, emmeyi denersek hemen yorulacağını buna hiç gerek olmadığını söylediklerinde galiba buna hazırdım. Hastane de kaldığımız 3 gün Can'ı emzirmeyi hiç denemedim, Lal için bir iki deneme yaptık hatta Lal hırsından deliye döndü bir gece ama başaramadık. Süt sağma makinesi geldi odaya, sütümü sağmayı denedik ama onda da çok az süt geliyordu, mamaya devam edecektik belli ki. 

Eve çıkınca ilk iş, hastane tipi süt sağma makinesi kiraladık, gün içinde fırsat buldukça sağıyordum 20 cc gelse 10-10 bölerek veriyor üstüne mama takviyesi yapıyordum. Lal 'de Can'da hiç emmediler beni, anne sütü girdimi vücutlarına evet girdi ama gün oldu kaşıkla verdim gün oldu biberonla içirdim az çok aldılar anne sütünü.

Şimdi ben onları emzirmediğim için kötü anne olabilir miyim? Sevgimi ve ilgimi öyle yoğun veriyorum ki onlara ,vicdanım öyle rahat ki hatta emziren birçok anneden çok daha iyi bir anne olduğuma inanıyorum.Annelik emzirmeyle bitmiyor  fedakarlıkların, vazgeçtiklerin, başında beklediğin geceler, gözlerine baka baka söylediğin şarkılar,her şeyin en iyisi için verdiğin mücadele, 9 ay karnında taşımak milyonlarca neden yazabilirim iyi bir anne olmak için... 

9 Şubat 2019 Cumartesi

Yaş 35



Yaş 35 ,
Dolu dolu geçen günlerim, tadını çıkardığım yaşlarım var cebimde
Saçlarımda bir iki tane ak var bana yaşanmışlık katan
yüzümdeyse sadece başarmanın verdiği o sevinç
gözlerim hep ışıl ışıl
yaşadığım her yıla şükürlerim ve öğrendiklerim var

Zamanla değişiyorum evet,ama baktığım her resmim aynı,
İçimde hala sevgi dolu bir kalp,sadece zırh takıyorum kötülere karşı,
Biliyorum onların fıtratında bu ,benim fıtratımda ise affetmek ama artık unutmamak var!!!
Eskiden  kötülükle verdiğim mücadelelerden vazgeçer oldum artık
Herkes iyi değil, herkes gördüğüm gibi temiz değil biliyorum
Koruyorum kendimi sadece koruyorum tüm yalan, fitne fesat insanlardan

Yaş 35 , başladığım bu yolda kimse için üzülmüyorum artık
beni üzenlere ''Neden'' dememeyi, aksine '' Güle Güle'' demeyi öğrendim
Hayatta ayrılmaz yollarımız dediğim insanlarla ayrılan yollarıma şükreder oldum nankörlükleri gördükçe
Eskiden yalnızım zannederdim oysa artık kurtulduğum sahte kalabalıklara şükreder oldum

Yaş 35 şanslıyımki bu yaşımda farkettim gerçekleri,
Dünyalara değişmeyeceğim kızım ve oğlum yanımdayken, dünya kadar dertle savaşabileceğimi gördüm
Annem ve babamdan ötesinin olmadığını
Eşimin, gerçekten beni tamamlayan diğer yarım olduğunu
Ve dost dediklerimin değil, dost gibi davrananların dost olduğunu öğrendim

Karda üşüyebilmenin, güneşte yanabilmenin
Su içebilmenin, ekmeği çiğneyebilmenin
Annemle pazara gidebilmenin, babama menemen yapabilmenin
Eşimle sarılıp uyuyabilmenin
sevdiklerime seni seviyorum diyebilmenin
Sağlıklı bir bedenin ne büyük şans olduğunu
Ve yaşamanın ne demek olduğunu, savaşıp yeni baştan başlayarak öğrendim






7 Şubat 2019 Perşembe

Çocuklar Kayak Eğitimine Kaç Yaşında Başlayabilir?


Lal ve Can doğmadan önce, gördüğüm o minicik kayakçılara hep hayran kalmış ve hep hayal kurmuştum. Devamlı aramızda da konuşurduk ''Bizde küçük yaşta öğretiriz, bizim çocuklarımızda kaysınlar şunların güzelliğine bak''

Gün geldi bizimde kuzularımız oldu ve daha ilk kıştan başladı bizim kayak sevdamız, inanır mısınız her yıl bildiğimiz halde soruyorduk hocalara '' Çocuklar için kayak başlangıç yaşı ne zaman ? ''

Neyseki seneler geçti ve artık 4 yaşına yaklaştılar, bu yıl kayak dersi için uygun olduklarını düşünürken, konuştuğum tüm kayak okulları '' Çocuklar için kayak derslerine 6 yaştan başlıyoruz'' deyince önce bir hayal kırıklığı yaşadım ama sonra o minicik kayakçıları düşünüp halledebileceğimize inandım.

Eğer hocalara sorar ve onlara bırakırsanız, 6 yaşın altındaki çocuklara kayak dersi vermiyorlar. Biz yakında  4 yaşına girecekler deyince '' 6 yaşın altına ders vermiyoruz, eğer isterseniz alabilirler ama kayamazlar, oyun olur onlar için'' diye cevap aldık. Yani kayak dersi için katı bir yaş sınırları yok aslında yeterki

* Siz, ders aldırmak için kararlı ve istekli durun

Siz kararlı olunca 6 yaş altına da ders veriyorlar, o zaman da çocukların ayağına göre kar botu olup olmamasına geliyor sıra, ama ona da takılmayın bizim ikizlerin ayağına hemen bulundu.Şuan 26 numara ayakkabı giydiklerini düşünürsek 3,5 - 4 yaş gayet uygun bir yaş kayağa başlamak için.



Ve tabiki söylemeden geçemeyeceğim, çocukların istekli olmaları da çok önemli. Bizimkiler hazırlanırken 5 yaşında bir çocuk kar botlarını giymemek için ağlıyordu, bir diğeri de annesini bırakıp hocayla gitmemek için ''Anne sende gel'' diye dil döküyordu. Lal ve Can, küçük çocukların kayak videolarını izlemişlerdi bu yüzden çok hevesliydiler.Hatta hazırlanıp çıkmak için ders saatini beklerken çok sıkılmışlar biran evvel çıkmak istemişlerdi.

O zaman şunu diyebilirizki,

3,5 -  4 yaşındaki çocuğunuz, kayak yapmaya istekli ve sizde ders alması için kararlıysanız kayak dersi için hazır ve derslere başlayabilir demektir...

6 Şubat 2019 Çarşamba

Çocuklarla Kar Tatiline Gidilecek En Güzel Zaman Ne Zaman?



Bizim kar tatillerimiz genelde benim doğum günüm şerefime olduğu için ya tam sömestre haftasına ya da tam sömestre tatilinin bittiği haftaya denk geliyor. Ama bu yıl kararlıyız önümüzdeki senenin kar tatilini önceden planlayıp en güzel zamanda gideceğiz.

Neden mi?
Çünkü;
Sömestre tatilinde gittiğinizde o kadar kalabalık oluyor ki, kayarken birine çarpmanız kaza değil kalabalıktan oluyor, o telesiyejlerde beklediğiniz sıra, otellerin lobby'sin deki curcuna, yemek kuyrukları, şöyle bir camdan manzaraya bakayım diyorsunuz dışarısı insan seli perdeyi kapatıp sakinleşmek istiyorsunuz o derece. Sadece kayak tatiline gelenler olmuyor sömestre zamanı, günübirlik gelen ailelerde oluyorki eğer Bursa Teleferik'i gören bir otelde kalıyorsanız daha bir curcunaya şahit olabiliyorsunuz. Kızak ile kaymak için kızak alanına girmeniz bile mümkün olmuyor, diyelim girdiniz ama size sıra gelecekte rampa boşalacakta kayacaksınız.Aaaa birde fotoğraf çekilmek istiyorsanız mutlaka o resimlerde birinin ayağı, kolu, kafası çıkacak yok çünkü sömestre tatilindeki kalabalığın gerçekten tarifi yok.

Sömestre bittiği gün Uludağ bomboş, sakin her yer sizin,oteller sizin, kızaklar sizin, ister döne döne kayak yapın, ister karlarda gözünüz kapalı yuvarlanın ne birine çarparsınız ne de rahatsız olursunuz. Ancak o zaman da bütün karlar ezilmiş,bir kardan adam yapmak isteseniz yumuşak kar bulamazsınız yapacak, otellerde yoğunluktan yeni çıkmanın verdiği ''Ohh '' der gibi bir rahatlık, etraf darma duman.Tabiki sömestre tatilindense, bittiği haftasonu gitmek daha doğru ama bence en güzel zaman sömestre başlamadan önceki zaman, yani yılbaşından sonraki iki hafta.




Karlar yeni yağmış, tertemiz, sakin, her yerde çocuklarla koşun, yuvarlanın, kar topu oynayın, kardan adam yapın. İster kızakla kayın , ister kayak yapın rahat rahat, otelin lobby'sin de sakince dinlenin, kapalı havuza girin yüzün, tatilin hakkını verin doyasıya.

Yeterki sömestre tatilinde gitmeyin... :)