29 Şubat 2016 Pazartesi

Annemin Küçük Not Kağıtlarının Büyük İzleri



Ben küçükken evimizin farklı yerlerinde bana özel yazılmış notlar bulurdum. Okuldan eve geldiğimde yatağımın üzerinde, masamda, kalemliğimde, çantamda ya da kitabımın arasında bana özel yazılmış koca kağıtlardaki notları okurken hep çok mutlu olurdum. Genellikle annemin ders çalışmamda beni motive etmesi için hazırlanan notlar olsalarda sonundaki el yazısıyla yazılan ‘’Seni çok seven ANNEN ’’ imzası  içimde sonsuz bir mutluluk uyandırırdı.
Hala aklımda birçoğu;

‘’Dayan anneciğim herşey senin için mükafatını göreceksin.  Seni çok seven ANNEN ’’

‘’Sabır anneciğim çok az kaldı başarıcaksın.  Seni çok seven ANNEN’’

‘’Sen benim bebeğimsin. Seni çok seven ANNEN’’

‘’Dolapta dolma var gelince ye aç kalma.  Seni çok seven ANNEN’’

‘’Sakın birşeye elini sürme dersini çalış ben sana kıyamam.  Seni çok seven ANNEN’’.

Annem çalışan anne olsada asla bana yokluğunu hissettirmezdi.Eve geldiğimde  karşıma çıkan bu güzel not kağıtları beni çok sevindirir, üstümü bile çıkarmadan heyecanla okurdum ne yazdığını.Bakmayın kısa kısa örnekler verdiğime,her mesajda bana olan sevgisini anlatırdı uzun uzun.Hala hatırladıkça aynı sevinç kaplıyorsa içimi o an neler hissettiğimi sizler tahmin edin.

Sizlerde miniklerinize böyle küçük sürprizler yapıyor musunuz?

Benim anne olunca yapmak için sabırsızlandığım bir çok faaliyet arasında en güzeli bu olsa gerek. İkizlerim okuma yazmayı öğrensinler,hergün bu güzel notlarla karşılaşsınlar istiyorum.Bunun için renkli renkli not kağıtları, fosforlu kalemler almak için sabızsızlanıyorum.Hatta okuma yazma öğrenmelerini beklemeden küçük resimlerle bile notlar bırakmayı planlıyorum, bunun için biraz daha büyümeleri gerekiyor tabiki.


Sevgi sözcükleri duymak çocuklarda güven oluşturur. Karşısındaki insanla sevgi ve güven bağı kurabilen çocuklar, hayatları boyunca daima mutlu ve huzurlu olurlar.


Unutmayın , Çocuk yetiştirirken küçük detaylar, onların gelişiminde büyük adımlar atmanızı sağlar.

Bu aracılıkla bir kez daha sevgini hiç sakınmadan gösterdiğin için teşekkürler anneciğim...

Seni çok seven KIZIN...




26 Şubat 2016 Cuma

5 Aylık Ikizlerin Kütüphanesi Vardı




    Doğumdan önce, bazı akşamlar  televizyonu kapatır kitap okurduk eşimle. İş hayatı,hayat koşturmacası derken günlük yorgunluğumuzu attığımız en keyifli zamanımızdı kitap okuduğumuz saatler. Hatta ben genellikle yatak odasında okumayı tercih edip, kitap okumanın verdiği  rahatlama, dinginlik, sessizlik, huzur ve mutlulukla uykuya dalardım.

    İkizleri beklerken, genelde okuduğum kitaplar  ‘’Bebek Eğitimi’’ ve  ‘’İkizlerin Gelişimi’’  olarak  tür değiştirmiş olsalarda onlarda bile aynı huzuru bulabiliyordum.

    Kitap okumak kimisi için zorundalık, kimisi için merak, kimisi için heves , kimi içinde eğlence olsa da her ne sebeple olursa olsun benim için en mükemmel alışkanlıktır. Bizler gibi kitap okumayı yaşam tarzı haline getirmiş insanlar da var tabiki.Hayata dair herşeye karşı bilgili, tecrübeli, herşeye alışkın ve de zora karşı güçlü olmalarını kitap okumaya borçlu bir çok kitap kurdu tanıyorum. Acı ama gerçek , insanların en büyük ayrımı işte burda ortaya çıkıyor. Hayata karşı tecrübeli, sosyal ortamlarda fikir sahibi, sohbetlerde zengin kelime dağarcığı , emeğe saygısı ,sanata düşkünlüğü  olan bireyler için  iş başa düşüyor...

    Kitap okumayı yaşam tarzı haline getiren ebevynler olarak , ikizlerimizin kitap okuma alışkanlıklarını sağlamak için daha 5 aylıkken başladık çalışmalara. Onlara ilk oyuncak olarak kumaştan kitap almıştım henüz sadece tutabiliyorlardı. Bir kaç ay sonra ellerine çıngırak verdiğimde hiç bir zevk almayıp kitaplarla oynamaktan daha büyük zevk aldıklarına şahit olunca ne kadar yerinde bir karar verdiğimi görmüştüm.

   Zaman geçtikçe müzilki kitaplara geçtik,  pek faydası olmadı aslında müzik dikkatlerini dağıtıyordu ama tabiki sayfaları çevirmeyi öğrenmelerine yardımcı olmuştu.  Kitapların yüzleri onlara dönük elinizde tutup hikayeleri anlattığımızda  nasıl dikkatle dinlediklerini ve çevirdiğimiz sayfaları nasıl takip ettiklerini  gördükçe inandım doğru yolda olduğumuza.


    Sonra bir cesaret , daha 7  aylık ikizlerle kitap fuarına gittik. Her sene istisnasız gittiğim kitap fuarında bu sene çocuk  kitapları ilgi alanım olmuştu .Pearson yayıncılığın standında kendilerini kaybettiler, daha minicikken kitapla oynayan ikizler kitaplara hiç yabancı değillerdi hatta sonsuz ilgliyle zaman geçirdiler. Bir sürü kitapla döndük eve artık ikizlerin de minik bir kütüphaneleri vardı.

    Tabiki bunları yaparken yanlarında kitap okumayı ve kitabla vakit geçirmelerini sağlamayı  ihmal etmeyin. Çünkü söyleneni değil yapılanı yapmaya sonsuz merak var içlerinde...



Artık 11 ayı geçtiler  ve her ikiside itinayla kitapların  sayfalarını çeviriyorlar.

Farkındalık yaratıcı kitapları ezberlemişler bile sayfaları çevirince direk farklı olanı buluyorlar.

Zıt kavramlar için aldığımız kitabı anneanneleri sayesinde hatim etmişler  ‘’Hani açık kapalı’’ deyince direk o kitabı buluyorlar.

 Hatta oyundan canları sıkılınca direk gidip kendi kitaplarını yerlerinden alıp ,yere oturup başlıyorlar sayfalarını çevirip resimleri incelemeye...


25 Şubat 2016 Perşembe

Burcu Baraner Ile Hayalleriniz Gerçek Oluyor...



  Bir kaç senedir takipçisiydim kendisinin, çizdiği resimlerin  ve ölümsüzleştirdiği anların  verdiği enerjide  beni çeken birşeyler olmuştur  hep.Hamileyken birşeyler düşünüp sonra vazgeçmiş olsamda birgün mutlaka bu enerjiyle tanışmak istiyordum.Meğer gerçekten tanışmak için en doğru zamanı bekliyormuşum,  ikizlerin doğumgünü organizasyonları için kafa patlatırken Burcu Baraner imzasını kullanmamın  çok  doğru bir karar ve tam zamanı olduğuna karar verdim.

     Birlikte çalışmaya karar verdikten sonra nasıl çalıştığını öğrenmek ve tanışmak için aradım.Resimlerdeki o enerji sesine yansımış gibiydi ve daha ilk konuşmamızda inanılmaz sevinç kapladı içimi aldığım bu enerjiyle herşey müthiş olacaktı.Tam yılbaşı üzeri olduğu için benden zaman istedi ve biz 2016’nın ilk günlerinde tekrar görüştük. Ben de o zaman zarfında kafamda doğumgünü konseptimize uygun hikayemi kurgulayıp ne istediğime net olarak karar verdim. Bizim çizimimiz ,hayalimizdekinden çok daha güzel oldu inanın müthiş bir eneji alıyorum her baktığımda. Üstelik yeni doğan minik Demir’in de enerjisiyle boyanmış . Şimdilik  gizli , ikizlerin doğumgünlerinde kullanılmak üzere evimizde saklanıyor.



    Bence durmayın, sizlerde Burcu Baraner imzası taşıyan bir çerçeve için mutlaka yer açın duvarlarınızda. Yapmanız gereken tek şey  ne istediğinize karar vermek , ondan sonrası tamamen  enerjisine, hayal gücüne ve emeğine kalıyor. Çizime başladıktan sonra resmin bitmiş halini sabırsızlıkla beklerken önce resmin taslağı geliyor ve  siz  onayladığınız  zaman  boyama kısmına geçiyor.Hiç sanmıyorum taslağı    beğenmeyen olsun, yine de daha ilk aşama da sizin fikrinizin alınması size ve resminize verilen özeni göstermiyor  mu?

   Sonra boyama kısmı bitip  son halini görünce hayalleriniz gerçek olmuş gibi mutlu oluyorsunuz.Çünkü çizilen resim sizin hayal ettiğiniz bir an, sadece size özel  ve tamamen sizin enerjinize göre renklendirilmiş. Resminizi  çerçeveletip,  kendi elleriyle yine o müthiş enerjisini katarak mutlaka aşk ve sevgiden izler bırakılmış şekilde paketleyip gönderiyor.


Peki siz neler çizdirebilirsiniz?

Yeni evlenecek olanlar kendi hikayenizi kurgulayıp düğün davetiyenizi çizdirebilirsiniz.


Yeni yıl yaklaşırken sevdiklerinize özel hediyeler armağan edebilirsiniz.



Kendinize marka oluşturabilirsiniz mesela önümüzdeki planım bloğum için kapak kurgusu hazırlamak.



Sevdiklerinize mutlu hayaller kurup ev hediyesi olarak verebilirsiniz.



Üstelik bunlar sadece çizimle kalmıyor,talebinize göre çizilen resimler ile baskıda yaptırabiliyorsunuz.Kupalar, t-shörtler, defterler, magnetler,bardak altları, taş magnetler vs ...


Sabırsızlıkla Lal ve Can için çizilen resmi paylaşmayı beklerken sonsuz teşekkürler Burcu Baraner...

Ve bir kez daha dünyamıza hoşgeldin minik Demir ...



15 Şubat 2016 Pazartesi

O Mükemmel Bir Eş ve Harika Bir Baba


İkizlere hamileyken hep duyduğum olumsuz yorumlar ikiz beklediğimden çift çift yapılıyor gibiydi. Tek bebeği olanlardan bile inanılmaz olumsuz yorum alırken ‘’Birde senin ikiz  düşünemiyorum’’ diyen o kadar çok kişi vardı ki. İkizler doğduktan sonra uykusuz gecelerim başlayacak, tuvalete girmeye fırsatım     olmayacaktı, günlerce yıkanamayacak, yemek yemek lükse girecekti. Yok efendim arkadaşlarla buluşmak, yok kuaföre gitmek, yok anneyle başbaşa gezmeler hepsi  hatıralarda kalacaktı. E tabi haklılardı evde iki tane minicik bebek varken bir anne ne kadar dinlenebilir?  Ne kadar kendine vakit ayırabilir? Nasıl bırakıp ihtiyaçlarını karşıyabilirdi? Tabiki imkansız anne oldunuzmu hayatınız bitti demektir, nefes alıyorsanız şükredin ...

Peki bu kadar zorken bebek büyütmek , hem ilk bebek,hem de  ikiz bebekle nasıl bu kadar hayat dolu kalabildim? Nasıl hayatım minimum etkilenip sonsuz keyifle yaşamaya devam ettim ? Nasıl uykusuzluktan hiç şikayet etmeden uyku düzenlerini oturttum? Nasıl gittim kuaföre , annemle gezmelere ? Annemin kuşkusuz desteğinin  yanında birde çoğu anne  için hayal gücüne bile sığmayan  oysa benim için gerçek olan bir muziceden bahsedeceğim bu yazımda...

Bir baba düşünün bebeklerle ilgili her konuda destek, her işi yapıyor ve anne dinlensin diye ikizlerin tüm sorumluluğunu üstlenebiliyor.

Yok öyle bir eş diyen çoktur eminim hatta bende öyle düşünenlerdendim. Erkekler için babalığı ancak ‘’Çocuk yürüyünce ya da yaşına gelince anlar ‘’ diyenlere karşıydım ama bir babanın bebek bakımında aktif rol alacağına gerçekten inanmazdım. Üstelik kucağında hiç bebek görmediğim eşimi düşündükçe ‘’Kesinlikle hiç destek olmayacak’’ derdim.  Oysa ne kadar yanlışmış, biz ebevyn olunca bildiliğimiz bir çok tabu gibi ‘’Babalar yeni doğan bebeği sadece uzaktan sever ’’  tabusunuda yıktık.

Evet öyle bir eşki benim eşim, hastaneden evimize geldiğimiz günden bugüne bir günümüz desteği olmadan geçmedi.  Henüz 3 günlüklerdi kucağına alıp gazlarını çıkardığında,daha lohusaydım evde dördümüz kalıp bizimle ilgilendiğinde, kırkımız bile çıkmamıştı beni uyutup bebeklerin başında beklediğinde, kaç aylıklardı kimbilir uyutup babalarıyla bırakıp kuaföre gittiğimde, geceleri mama saatleri geldimi mamaları hazırlar gelirdi sırf ben yorulmayayım diye, evde işim varsa alır gezdirirdi daha miniciklerken bile...

Zamanla büyüdüler,yemek yemeye,oyunlar oynamaya hatta yürümeye başladılar. Artık ilgilenmez derken benim mükemmel eşim ben işten gelene kadar onlara yeni şeyler öğretmeye başladı, mutlaka birinin yemeğini yedirmeyi hiç ihmal etmedi, biz annemle dışarı çıkalım diye dedeleriyle tüm gün ilgilenmeye başladı, doktor kontrollerinde giydirmeme yardımcı oldu, ‘’Herşeyi yaparım ama altlarını alamam’’ diyen eşim sırf ben kendime de zaman ayırabileyim diye ‘’Sen git hayatım ben hallederim’’ der ve artık her konuda bana destek olur oldu.

Eğer  gerçekten hayatı her yönüyle sizinle paylaşan mükemmel bir eşiniz var ise iki değil üç bebekle bile başedebilirsiniz.Benim minik dev adamım hayatımın her anında olduğu gibi anne olduğumda da desteğini hiç esirgemedi.

O mükemmel bir eş ve harika bir baba ...