Güzel Atlar Diyarı Kapadokya
Türkiye’nin en masalsı yeridir Kapadokya.
Sabah gün doğarken havalanan balonların gökyüzünde süzülüşü, Peri Bacaları’ nın büyüleyici havası,
Yeraltı şehirlerinin gizemi, akşam gün batımının aşıklar vadisindeki o muazzam görüntüsü hepsi insanı alıp bambaşka bir dünyaya götürür.
Belki de bundandır bir gidenin bir daha bir daha gitmek istemesi. Kapadokya’da gerçek yaşamdan uzaklaşırsınız, sanki rüyadaymış gibi çok güzel anılar bırakırsınız geriye.
Kapadokya, Niğde, Nevşehir, Kırşehir, Aksaray ve Kayseri
illerine yayılmış tam 250 kilometrekarelik bir bölge. Aynı zamanda İpek Yolu’nun da
önemli denecek kadar yoğun bir kavşak noktası. En çok bilinen ve çok gezilip
görünen yerleri; Göreme , Uç hisar , Avanos , Ürgüp ,Derinkuyu , Kaymaklı ve
Ihlara’dır . Neredeyse her gidişimde farklı bir yeraltı şehri görmüş olmam ve
kaynakların 250 civarında yeraltı şehirlerinin olduğunu yazması bana
keşfedilmemiş bir sürü yer olduğunu düşündürüyor. Çünkü tur ile gittiğinizde
belli başlı yeraltı şehirlerini görebiliyorsunuz, oysa biz araba ile
gidişlerimizde merkezin çok dışında
farklı yeraltı şehirlerini de gezip gördük. Kim bilir henüz keşfedilmemiş,
görülmemiş, rastlanmamış neler vardır neler.
Hem tarih hem coğrafya kokan bu bölgede, doğa olayları peri
bacalarını oluşturmuş insanlar da oluşan bu peribacalarının içine evler,
kliseler, manastırlar oluşturmuşlar. Yaşadıkları yerleri freskler yani
resimlerle boyayarak binlerce yıl öncesinin izlerini günümüze kadar taşımışlar.
Kapadokya’da insan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanıyor. Başta Hititler ’in yaşadığı düşünülen topraklar Hristiyan’ ların en önemli merkezlerinden biriymiş. Roma İmparatorluğun’ dan kaçan Hristiyanlar kayalara oydukları evler ve kiliselerde yaşamış kendilerine sığınak haline getirmişler.
Özellikle Göreme Açık Hava Müzesinde gerek oyuklar gerek yapılan
resimlerden bunu çok net görebiliyorsunuz. Binlerce yıl önce yapılan resimler sanki
dün yapılmış gibi hala çok net olan
resimler bile var hatta sadece çizilenmiş frensklere bakarak bile
anlayabiliyorsunuz yaşayışlarını.
Kapadokya’ya ister tur ile isterseniz de kendi
imkanlarınızla gidebiliyorsunuz. Turlar genelde otobüsle nadirende olsa uçakla götürüyorlar
. Kendi imkanlarınız ile gidecekseniz ben araba ile geze geze gitmenizi tavsiye
ederim, yol üzerinde Tuz Gölü’ne uğrayıp üzerinde yürüyebilir bol bol fotoğraf
çekimi yapabilirsiniz . Ama yol çok uzak derseniz Nevşehir’e uçak ile gidip
orada araç kiralayabilirsiniz. Kapadokya seyahatiniz boyunca araç ile gezip
yine dönüşte aracı Nevşehir havalimanına teslim edebilirsiniz.
Her mevsimin tadı,
manzarası, keyfi başka;
Kışın, hava çok ayaz ve kuru oluyor çok özgürce
gezemeyebilir, balona binemeyebilir hatta soğuktan otelden çıkmak
istemeyebilirsiniz. Eğer daha önce gidip gezdiyseniz karlar altında da
görmenizi tavsiye ederim karlar altında her yer bembeyazken gün doğumunu
izlemek çok keyifli.
Sonbahar’da yağmura yakalanabilirsiniz. Kapadokya’da gezilecek
herşey açık havada olduğu için yine sizin gezinizi etkileyebilir, şemsiyeler ve
yağmurluklar sizin görüş açısınızı kısıtlar.
Yazları çok bunaltıcı bir sıcak olmuyor ama yinede dağ tepe
tırmanmakta sizi zorlayacak bir sıcak oluyor.Eğer doya doya gezerim, heryere
tırmanırım diyorsanız sıcak size engel olabilir.
İlkbahar en keyifli zamanı, hava ne soğuk ne sıcak,kar yok
yağmur yok özgürce gezebilirsiniz. Günlerde
uzamış olduğundan zamanınızı daha verimli kullanabilirsiniz.
Kapadokya’da Ne
Yenir?
Kapadokya’ye gitmişken Evranos'ta testi kebabı ve Asmalı Konak'ta Kayseri Mantısı , Kızılırmak kenarında güveçte Alabalık
Ve tabiki ZİGGY’de romantik bir akşam yemeyi yemenizi
şiddetle tavsiye ederim.Ambiansı, yemekleri, özellikle meze ve müzikleri şahane.
Ancak, özellikle tatil zamanları yer bulmak zor olabiliyor hepsi için önceden rezervasyon yaptırmanızı tavsiye ederim.
Kapadokya’da Nerede Kalınır?
Eğer tur ile gidecekseniz, sabah erkenden çıkıp akşam
yemeğine kadar dışarıda oluyorsunuz akşam yemeğinden sonra çıkıp dolaşırım
diyorsanız merkezi bir otel seçmeniz daha iyi olacaktır.
Eğer kendiniz gidiyorsanız, mutlaka bir Cave Hotel (Mağara otel) seçmenizi öneririm.
.Bir mağara da uyumak ve uyanmak gerçekten çok farklı bir deneyim . Gün doğumunu izlemek istiyorsanız ve fotoğraf tutkunuz var ise Rox Kapadokya tam size göre. Ama eğer 12 yaş altında çocuğunuz yoksa kesinlikle Museum Hotel’de kalmasınız.
Odaları, kahvaltısı, ikramları, karşılamaları ve
Güzel Atlar diyarına karşı sıcacık havuzda yüzme keyfi bence hiçbir otelde yok.
Kapadokya’da Ne Yapılır?
Sabah 04:30 gibi uyanıp, gün doğarken balona binip tüm güzelliği tepeden izleyebilirsiniz.
Kızılçukur Vadisi’n de sıcak şarap eşliğinde gün batımını
izleyebilirsiniz.
Akşam yemeğinden sonra , Türk gecesine gidebilirsiniz.
Çanak çömlek atöylerinde, çömlek yapımını deneyimleyebilir kendinize çömlek alabilirsiniz.
Halı atölyelerini gezip, el emeği halılardan satın
alabilirsiniz.
Doğal Onyx Taş mağazalarını gezip, kolye, küpe, aksesuar,
tesbih satın alabilirsiniz.
Yeraltı şehirlerini gezebilirsiniz.
Açık Hava Müzelerini gezebilirsiniz.
Uçhisar kalesine çıkıp, Nevşehir’i kuş bakışı
izleyebilirsiniz.
Turasan şarap fabrikasına gidip, şarap yapını hakkında bilgi edinebilir, envayi çeşit şaraplarsan tadımlayabilir ve kendinize şarap satın alabilirsiniz.
Kapadokya çok farklı bir deneyim, gitmeden önce ufakta olsa
bilgi edinip, bilerek gitmenizi tavsiye ederim.Her gittğinizde büyülenip bir daha bir daha gitmek isteyebilirisniz.
Sevgiler
Nermin Merve Bozdoğan