Lal ve Can, doğduğundan beri, yazları Datça' da geçirerek büyümeleri, babalarının hep hayaliydi. Ben, "Hayatta bırakamam, dayanamam" derken. O," Onlar icin ben dayanırım" derdi. Burda apartman dairesinde yaşayıp, site duvarları içinde yaşamaktansa, orda bahçeli bir evde, bağ bahçe, toz toprak, deniz kum hem sağlıklı hem de keyifle büyürler diye beni ikna etmeye çalışırdı.
Benim iş hayatını bırakıp tam zamanlı anneliğe geçmem, annemin Datça ya yerlesmesi bu hayalin gerçekleşmesine sebep olunca başladı baba oğul ve baba kız özlemleri.
Her akşam yatınca, Can mutlaka telefonu alıp "baba " diyor, babayla konuşmadan uyumaz olduk. Açıyoruz megafonu,ikisi birden konuşuyorlar. Baba, gel,peti al, mama getir, babay, tamam ve bir sürü öpücük gidip geliyor aralarında.
Gündüzleri de görüntülü arayıp hasret gideriyorlar, telefonu öpüyorlar görüntü gelir gelmez,başlıyorlar dans etmeye, şımarmaya. Hayran hayran izliyorum babalarına olan sevgilerini ve görünceki sevinçlerini.
En fazla 20 gün ayrı kaldılar, yolcu ederken Lal, hiç etkilenmiyor gibi ama Can, anlıyor ve baba deyip sakinleşiyor içim sızlıyor o zamanlarda ama hiç ağlamadan el sallayarak yolcu ediyoruz. Çünku baba, para kazanıp mama alıcak hemen gelecek.
Gelmesine 2 gün kala başlıyoruz gün saymaya, bir önceki gün "Yarın kim gelcek?" dediğimde hemen "Babaaaa" diye çığlık atıyorlar. " Ne getirecek" dediğim de de "Peti, mama, top (oyun hamuru) ,kipat" çünkü baba para kazanıp, mama almaya gidiyor ve bize gelirken mamalarla sürprizler getiriyor.
Ve özlemin bitip, kavuştukları an bayram gibi geçiyor. Görür görmez başlıyor çığlıklar atılmaya, ikisi birden kucağına atlıyorlar nasıl güzel nasıl sevgi dolu bir kavuşma yaşıyorlar kıskanıyorum doğrusu. Ben 24 saat onlarla olduğum için bana böyle sarılmak, boynuma atlamak yok tabi :)
Babaları gelince herşeyi babayla yapmak istiyorlar, utanmasalar beni uzaklastıracaklar evden. Babaları giydirsin, babalarıyla uyusunlar, babalarıyla oynasınlar, babaları tutsun ellerinden benim, anneannenin, dedenin pabuç damda.
Her anı dolu dolu geçiriyorlar, çok özlüyorlar ama biraraya gelince öyle mutlular ve öyle kahkaha dolu ki her anları, izlerken onlar gibi bende mutluluktan uçuyorum.Acısını çıkarıyorlar ayrı geçen hergünün.
Bir öpücük diye kendimi yırttığım Lal hanımın babaya cilvelerine, durup durup öpmelerine bayılıyorum.
Babalarını özlüyor olsalarda, onlar çok şanslılar cünkü birlikte oldukları her anı oyunla, sevgi yumağı olup boğuşmakla, sarılıp kahkahalar atmakla geçirebildikleri bir babaları var.