Gündüz anneanne ve anne ile oynayan Lal ve Can, akşam eve gelince
babalarının yakasına yapışıyorlar.
Daha kapıyı açtığı an koşuyorlar ikisi birden, hangisi hızlı
davranırsa o kapıyor baba kucağını.Eğer
Can olursa bu Lal bazen küsüp geri
dönüyor bazen de hiç çaktırmadan mutfağa doğru devam ediyor koşmaya.
Ellerini yıkamasına izin verdikten sonra doğru oyuna
bekliyorlar. Bazı geceler evin içinde kovalamaca oynuyorlar babalarıyla, bazı
geceler boğuşuyorlar alt alta üst üste, ama en çok çadırda başbaşa oynamaya
bayılıyorlar.
Hepsi giriyor çadıra, sırayla oyuncakları taşıyorlar
içeri.Sanki başka, ayrı bir dünyadalarmış gibi o çadırın içinde oynuyorlar saatlerce.
Arada sıkılıp tek takılıyorlar dışarıda oyuna mola
veriyorlar sonra gene o küçücük yerde babayla oyunlar oynayıp, boğuşup
bütün günün özlemini gideriyorlar.
Ve bazen izlememe izin verdikleri gibi bazen de kapılarını
kapayıp beni bile oyun dışı bırakıyorlar.
Bense onları izlerken onlardan daha büyük keyif alıyorum.