17 Ekim 2016 Pazartesi

Lal ve Can 'ın Büyük Ada Sefası




Geçen hafta , son güneşli günleri değerlendirip ikizler ile Büyük Ada’ya gittik.
Akşamdan Vapur seferlerine bakıp sabah yola ona göre çıkmış olsakta, malum İstanbul trafiği  yetişemeyince Turyol’un motorları ile geçtik adaya.
Gitmek isterde vapur saati uymaz ya da bizim gibi kaçırırsanız Turyol’da iyi bir alternatif.



Lal ve Can, ilk kez bir deniz taşıtına bindiler. Öyle çok sevdiler ve heyecanlandılarki ; eğer hava kötü olsaydı bütün yolu cama yapışık ve ayakta geçirebilirdik. 



Dışarı çıktık, köpüren koca koca dalgaları izledik uçan martıların sesiyle, Mine ablamızın yağtığı o missss gibi açmalar ile çay keyfi yaptık.

Ve tabiki martıları da besledi anneannemiz, ah o martılar bize eşlik ederkenki sevinç çığlıkları hala kulaklarımda.İyiki binmişiz, bence her çocuk bu mutluluğu yaşamalı,uçurtma uçurmak gibi bir şey seninle uçan martılar.





Ambulans dışında araç trafiği olmayan Büyük Ada’da Lal özgür kızlar gibiydi.Doya doya koştu sokaklarda Ada’nın kefyini en çok Lal çıkardı şüphesiz.



Eeeee Büyük Ada’ya gidip faytona binmek olmaz değil mi?

Fayton turumuzuda yaptık ağar ağar. Can, biner binmez uyudu Mine ablası’nın 
kucağında.

Lal ‘i sormayın bütün Ada’yı izledi merakla.



Mola verdiğimizde inip Başak’ı sevdik birlikte. İçinde öyle bir hayvan sevgisi varki gözlerinin içi gülüyor onlarla birlikteyken.

Temiz hava, birde üstüne faytonun tıkırtısı, sallantısı öyle iyi geldiki Lal’de uyudu inmemize yakın, inince sakin sakin dolaştık sokakları bol bol resim çektik.





Hatta bazı evlerle sözleştik yaza yeniden görüşmek için.




Büyük Ada gezimiz, çok keyifli ve eğlenceli geçti.

Hava’nın sakin ve sıcak oluşu bize yaz havası yaşattı ama en çok Lal ve Can’ın mutluluğu görülmeye değerdi.




Dönerken birde Vapur sefası yaptık ki ohhhh anılarımıza harika birgün daha eklendi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder