Sosyal Medya’da, çektiğim doğa resimlerine
yazılar yazarken anne olduktan sonra anneliğimi, gebelik döneminde ve
bebeklerimi büyütürken okuyup – öğrendiklerimi , edindiğim bilgileri, deneyimlerimi, oynadığımız oyunlarımızı, etkinliklerimizi, kullandığımız ürünleri, okuduğumuz kitapları, bazen sadece güzel olduğu için anılarımı, bazen
de yaptığım hataları bile yazıp paylaşmak için bir anne bebek blogu açtım.
Blog daha popülerdi, çünkü orada bilgi vardı, deneyimler,
tecrübeler vardı. Annelerin gebelik süreçlerini, uykusuz annelerin dertleşmelerini, hastaların tedavi süreçlerini, yemek
tariflerinin püf noktalarını, bilgisayarın gizli dünyasını, Dünya’nın keşfedilmemiş
gizli köşelerini, Astroloji Dünyasını, gezilip görülen yerlerden notları,
nereye ne zaman gidiliri? Nerede ne yeniri? Hayata dair ne varsa yaşayan ,
tecrübe eden insanların ağzından bire bir dinlemek gibiydi bloggerların
yazılarını okumak.
O zamanlar blogger olmak demek; aktif bir blog yazıyor olmak demekti. Güncel ve devamı gelen yazılar yazarak, okurlarınla yazılarını paylaşırken aynı zamanda aldığın reklamlar sayesinde parada kazanabiliyordun. Ürünlerin, firmaların tanıtımlarını blogundaki yazılarınla yapıyordun.
Çünkü, o zamanlar
blog yazıları okunuyordu.
İnstagram’da popülerdi ama öyle anlık hikayeler, reelsler, reklamlar, işbirliktelikleri, link kaydırmalar, influencerlar,hatta uzun uzun yazılar yazmak bile yoktu
instagramda. Paylaştığım resimlere videolara blogumda yazılar yazar, resimlerimin
altında blogumun uzantısını paylaşırdım ve okunurdu.
Şimdi ise değil blog yazıları, Sosyal Medya’da resimlerin
altına yazdığımız iki satır yazılar bile okunmuyor. Dolayısıyla artık çoook
büyük blog olmadığı sürece bloglardan para kazanılmıyor.
Peki neden hala blogunu aktif tutan bloggerlar var sizce?
Çünkü yazmak, yazan için bir tutku, tıpkı okuyanın tutkusu okumak gibi...