22 Şubat 2021 Pazartesi

ÇOCUKLARIMIZA HAKSIZLIK ETMİYOR MUYUZ?



Hayatımızın resmen değiştiğini hissediyorum, daha mutluyuz, daha neşeli, daha konforlu ve daha özgür...


Ve taşındığımızdan beri bir çok şey farkettim, çok şey öğrendim hatta bazı şeyler öyle gereksizmişki.


Eğer yağmur yoksa çocuklar bütün gün sokaktalar kirden yüzleri kararana kadar, oyuncak desen işte böyle odundan kılıç yapıp  müthiş mutlu oluyorlar. Sokakta komşu arkadaşlarıyla yerlere oturup uzun uzun sohbetler ediyorlar, mutfak camından izliyorum yüzleri hep gülüyor, hatta bazen aşırı mutlu görünüyorlar.

 Ellerinde tek bir oyuncak yok, herşey doğal , ya çalı çırpı toplayıp oyun kuruyorlar ya ellerindeki odundan sopalarla oynuyorlar ya bisiklete biniyorlar ya da sadece koşup eğleniyorlar.Bir bakıyorum kör ebe oynuyorlar, bir bakıyorum istop, bazen sadece koşuyorlar o uçtan o uca bazen de bisikletle ard arda turluyorlar.Ne telefon var ellerinde ne tablet, öyle tonla paralar verip aldığımız oyuncaklarınsa yüzüne baktıkları yok.


Neden biliyor musunuz?


Çünkü çocuklar doğal olanı seviyor,onlar için en mutlu anlar plansız, özgürce ve içlerinden geldiği gibi davrandıkları anlar. Kirlenmek, düşmek, yorulmak mutlu ediyor onları.


Özellikle şu pandemi döneminde hepimiz isyan ediyoruz, durmuyorlar, doymuyorlar, tablet telefon hep ellerinde, ne yapsak mutlu edemiyoruz. Oysa onların çocuk olduğunu, istedikleri tek şeyin “Çocuk gibi büyümek” olduğunu unutuyoruz.


Düşünsenize sizler bizler böyle mi büyüdük? 

Her fırsatta sokağa fırlamaz mıydık? 

Hatta gece karanlığında bile eve girmek istemezdik.

Şimdi kaç çocuk sokakta oyunla büyüyor?

Kaçı bisikletle yarış yapıyor arkadaşıyla?

Kaç tanesi oyun oynarken terleyebiliyor?


Maalesef çok az sayıda çocuk, çocuk gibi büyüyor. Sizce de biraz haksızlık etmiyor muyuz?

17 Şubat 2021 Çarşamba

Lal’e Mektup Deli Deli Kulakları Küpeli

 


Ah benim narin, hassas, düşünceli, kibar kızım 

Ne güzel büyüdün lokum kızım

Baksana kulaklarına küpeler taktık artık 

Ojelerim , rujlarım ,küpelerim hepsi benim olduğu kadar  senin artık

Biliyorum eteklerim, topuklu ayakkabılarım da çok hoşuna gidiyor 

Hem biliyormusun bende senin gibi annemin topuklu ayakkabılarını giyer, yerlere sürüye sürüye elbiselerine girer dolanırdım.

Sen bordo topuklu ayakkabımı çok seviyorsun ya hani giyip dolanıyorsun evde bende annemin siyah, deri, önünde fiyonk olan topuklu ayakkabılarını çok severdim. Onları giyer birde Nilüfer’in “Mor menekşe” şarkısını açar dans ederdim.

Senin söylediğin şarkılar genelde yabancı ama olsun ben sana “Mor menekşe” şarkısını da öğreticem söz...

Deli deli kulakları küpeli kızım benim 

Çok güzel büyüdün Lal’im benim...