Perast’ın, denizden görünen yüzü çok güzel ama ara
sokaklarında dolaşmadan, sahilinde yürüyüp, o şık restaurantlarından birine
oturup yemek yemeden bu güzel sahil kasabasından ayrılmamalısınız.
Venedikliler’ den kalma tam 16 kilise, 17 malikane olduğu söylenen Perast’ı ara sokaklarında gezerken kendinizi geçmiş dönemlerde dolaşır gibi hissediyorsunuz. Biz hava çok sıcak olduğu için tepelere çıkıp her yerini göremedik ama gördüklerimiz bile yetti saatlerce kalmaya, gerçekten çok güzeldi.
Perast için, yarım gün yeter
denilse de bu güzel kasabanın ara sokaklarında dolaşırken, sahilinde yürürken
zamanı bir tık yavaşlatmak isteyebilir, bizim gibi saatlerce burada dolaşıp
farkında olmadan tüm günü burada
geçirebilirisiniz. Ayrıca tekne ile Our Lady of the
Rocks adasına gitmeyi, ST.Nikola Kilisesi’ne çıkıp resim molası vermeyi, birde sakince
anı yaşayıp yemek yemeyi düşünüyorsanız üzgünüm bu güzel kasabadan öyle hemen
ayrılamazsınız.
Yemek yemek ya da erken gittiyseniz kahvaltı yapmak isterseniz;
sahilde çok şık restaurantlar var, bunlardan biri Perast’ın hemen girişinde,
herkesin tavsiye ettiği ve asla boş masa bulamayacağınız Conte Hotel bayağı
meşhur olmuş, inanılmaz kalabalıktı.
Biz, Rixos’un Heritage Grand Perast Hotel’ini tercih ettik, evlilik
yıldönümümüz için ön kutlama yaptık. Montenegro’da 6 günlük tatil boyunca
yediğimiz en güzel ve manzarası en şahane yemekti.